MEVLİT KANDİLİ
Edremit Müftüsü S.Emin ARVAS tarafından yapılan basın açıklamasında, “Bugün akşam ( 29 Kasım Çarşamba gününü 30 Kasım Perşembe gününe bağlayan bağlayan gece) “Mevlit Kandili” dir. Yani sevgili Peygamberimizin 1446. doğum yıldönümüdür. Peygamber Efendimiz miladi 571 tarihinde şu anda içinde bulunduğumuz hicri aylardan biri olan Rebiu’l-evvel ayının onikinci Pazartesi gecesi Mekke şehrinde dünyaya geldi. Bu geceyi Peygamber efendimizin sevgisini kazanmak için önemli bir fırsat bilmeli, gönlümüzü O’nun muhabbeti, hayatımızı O’nun ahlakıyla doldurmaya çalışmalıyız. Çünkü Müslümanın en mühim vazifesi, herşeyden önce Peygamber sevgisiyle dopdolu olmak, O'nun ahlakı ile ahlaklanmak ve O'nu, Allahü tealaya kavuşmanın en yüce rehber olarak görmektir. Bütün bu ölçüleri ortaya koyan bizzat Allahü teala'dır. Nitekim O, yüce ve mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'de Al-i İmran suresinin 31. ayet-i kerimesinde şöyle buyurur: "De ki, eğer Allah'ı seviyorsanız, hemen bana uyun ki, Allah da sizi sevsin." Ahzab suresinin 21. ayet-i kerimesinde de şöyle buyrulmaktadır: "And olsun ki, Allah’ın Resulünde sizin için güzel bir örnek vardır." Bu ilahi emirler de göstermektedir ki, gerçek bir mümin, Allah'ı seviyorsa, O'nun şanlı Peygamberine uymak zorundadır. Öte yandan sevgili Peygamberimizin söz ve fiilleri, bütün müslümanlar ve insanlık alemi için yüce Rabbimizin buyruğu ile "Güzel bir örnektir." Bugün İslam dünyasında karşılaştığımız buhranlarda, karışıklıkta ve perişanlıkta, bu sevgiden mahrum kalmanın ve O yüce Rehberin ahlakı ile gereği şekilde ahlaklanamamanın payı çok büyüktür. Nitekim, Allah ve Resulünün sevgisini tatmamış ve bu sevgiyi yeterince almamış aç gönüller, kendilerini "sahte kurtarıcıların" ve "sahte kahramanların" şüphe, inkar, kin ve öfke dolu kucaklarında bulmuşlardır. Bu kötü gidişten kurtuluşun tek çaresi de, yeniden bu aşk ve muhabbet okyanusunu keşfetmektir Sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed, maddi ve manevi huzur ve saadetin en büyük mümessili ve alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberdir. Çünkü O, nümune-i imtisaldir. Yani insanî bütün meziyetleri kendisinde toplamış müstesna bir şahsiyettir. Merhamet, şefkat, yardımlaşma, affetme, af dileme, tevazu, doğruluk, adalet, barış, cömertlik, arkadaşlık, dostluk, nezaket, nezafet ve benzeri bütün güzel hasletleri onun söz ve davranışlarında net bir şekilde görmekteyiz. Dünyada, yaşadıklarıyla söyledikleri arasında bu derece birbirine uyum sağlayan ikinci bir insan yaşamamıştır. Onun eşsiz ahlakını hayatlarına düstur edinerek yaşantılarına istikamet verenlerin davranışlarında sergiledikleri fevkalade olgunluk da, onun tebliğ ettiği ahlak sisteminin mükemmelliğini ortaya koyar. Ahlakî değerlerin çürüme içinde olduğu, ulvî meziyetlerin önemini yitirdiği günümüzde, bu eşsiz rehberin beşeriyete getirdiği yüce ahlâkî değerlerin, toplumumuza ve bütün beşeriyete anlatılması en önemli ve hayatî bir görevdir. Ekonomik sıkıntı ve yoksulluk içinde kıvranan toplum ve ülkeler bir yana, maddi kalkınmasını tamamlamış toplum ve ülkelerin bile manevî ve rûhî bunalımlar geçirdiği inkar edilemez bir gerçek olduğu göz önünde tutulursa, Hz.Muhammedin (s.a.v) getirdiği üstün ahlakî prensiplere bütün beşeriyetin ne kadar muhtaç olduğu daha iyi anlaşılır. Velhasıl insanlığın mutluluğu, toplumun barış ve huzuru için Hz. Peygamber’in ortaya koyduğu eşsiz ahlak prensiplerine bütün insanlık alemi her zamankinden daha fazla muhtacız. Bu sebeple huzur ve saadetin, barış ve kardeşliğin, iyilik ve yardımlaşmanın yollarını gösteren Hz. Peygamber’in, eşsiz ahlakî prensiplerini, arayışlar içerisinde olan beşeriyete tanıtmak, müslümanlar olarak, insanlık alemine yapabileceğimiz en büyük iyilik olacaktır. Ancak böylesine kutsal ve çok ehemmiyetli bir görevi yerine getirebilmek için, O’na ümmet olma şerefine eren bizlerin, Resulullah’ı yeniden ve gereği şekilde anmaktan öte Onu anlamamız ve onun eşsiz ahlakı ile ahlaklanmamız gerekmektedir. Ne yazık ki, müslümanlar olarak şu anda sergilediğimiz görüntü, hal ve gidişatımız, onu gereği gibi tanıyamadığımızı ve ahlakıyla ahlaklanmadığımızı göstermektedir. Bu çok önemli ve hayatî eksiğimizi biran önce telafi etmemiz en büyük temennimizdir. Ancak bütün eksiklik ve olumsuzluklara rağmen bu mukaddes görevi yine de en iyi şekilde yerine getirme gayreti içersinde olan, mensubu olmakla şeref duyduğumuz Müslüman Türk milletidir. Allahü teala, sevgili Peygamberimizi, gereği gibi sevmeyi, ona tam tâbi olmayı, hepimize nasip etsin temennisiyle Mevlit Kandilinizi tebrik eder, bu kandilin ülkemiz, milletimiz, İslam alemi ve tüm insanlık için huzur ve mutluluğa vesile olmasını dilerim. Muhterem Okurlarım Bu gün akşam (29 Kasım Çarşamba) Merkez Muradiye Camiinde akşam namazından hemen sonra başlayacak olan Kuran ziyafati, mevlid ve kandil gecesi özel sohbet proğramına siz değerli okurlarımı ve bütün halkımızı davet ediyorum. Ayrıca aynı proğramda Peygamber Efendimiz ve bütün aziz şehitlerimizin mübarek ervahları için okunan yüzlerce Hatmi Şerifin duası da yapılacaktır.” Denildi.