BURHANİYE SAADET PARTİSİ İLÇE BAŞKANI AHMET PINAR DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE GELİŞEN OLAYLAR İLE İLGİLİ AÇIKLAMALARDA BULUNDU
Saadet partisi ilçe başkanı Pınar yaptığı açıklamada gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Pınar, bölge ülkelerinin kendi kararlarını vermeleri için birlikte hareket etmeleri gerektiğini söyleyerek, Amerika ve İsrail’in oyununa gelmeyin uyarısı yaptı. "AYM’Yİ GÖREVE DAVET EDİYORUM" “Bir kişi veya bir parti bütün kararları alacak ve bu kararların hiçbiri yargı denetimine tabi tutulmayacak. AYM diyecek ki ‘OHAL var ben bundan dolayı hükümetin ve Meclis’in almış olduğu bu kararların hiçbirini gündemime almam’ Kusura bakmasınlar ama böyle bir AYM olmaz. Hükümet bütünüyle Anayasa’yı çiğnerse ne olacak, kim müdahale edecek. Hukuksuzluğun hakim olmasına nasıl olur da AYM yeri geldiği zaman dur demez. Bundan dolayı AYM’nin aldığı kararları bir defa daha gözden geçirmeye davet ediyorum” "İSRAİL BÖLGEDE BARIŞ İSTEMEZ" “Şunu herkes bilmeli. Eğer bu kararlar İsrail’in desteği ile alınıyorsa kesinlikle Kürtlerin başına bela olur. Çünkü İsrail ne Kürtlere ne Türklere ne Araplara sevgi duymaz. Bölgede barış istemez, huzur istemez. Bu günkü yapının devamını istemez. Bölgenin parçalanmasını, kolay lokma haline gelmesini ister. Bunu İsrail’in desteğiyle yaparsanız emin olun onu size yedirmezler, başınıza bela ederler” "KIBRIS’TA BİRLEŞİN, IRAK’TA AYRILIN" “İsrail alenen Kuzey Irak’taki gelişmelere destek vereceğini hiç çekinmeden diyip bunun kendi menfaatlerine uygun olduğunu ilan ediyorlar. Israrla söylüyorum, sömürgeciler için adaletin önemi, insan haklarının, demokrasinin önemi yoktur. Sadece menfaatleri vardır. Kendi menfaatleri için dünyayı yakmaktan geri durmazlar ve çekinmezler. ‘Bölgede yaşayan her halk kendi bağımsızlık kararını kendisi alabilmeli’ diyorlar. ‘Kıbrıs’ta ne yapıyorsunuz. Orada ise ille de birleşeceksiniz. İlle de Rumların sultası altına gireceksiniz’ diye baskı yapıyorlar. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Orada birliği söylüyorsunuz, buraya gelince bölünme diyorsunuz. Bu bile Batı’nın kendi çıkarını düşünen politikasının en açık delilidir” "KÜRTLERE “İSRAİLİN OYUNUNA GELMEYİN” UYARISI" “1992 yılında Hocamız, ‘Körfez savaşı bitecek, Saddam çökecek, bölgede devlet otoritesi kalmayacak. Kürtler oluşan boşlukta bir devlet kurmak isteyecek. Bölgedeki Kürtler çok daha güçlü silahlarla donatılacak ve sonra Türkiye’den toprak talebinde bulunacak’ Kelime kelime böyle. Bunların hepsi gerçekleşiyor. Onun için Kürt kardeşlerimizi bir kez daha uyarıyoruz. Batı’nın, İsrail’in oyununa gelmeyin. Onların dost edinmek akıl karı bir iş değildir. Onlar sadece kendi menfaatlerini gözetirler ve kendi menfaatlerini gerçekleştirmek için her türlü hileye başvururlar. "BATI ALEMİ ARAKAN’A SEVİNMİŞ DURUMDA" Pınar“Dünyanın dört bir yanında kan akmaya devam ediyor” diyerek Arakan ile ilgili şu hususlara dikkat çekti: “Son zamanlarda ne yazık ki Arakan’da yaşananlar bayram coşkusunu hüzne ve acıya dönüştürdü. Arakanlı Müslümanların evleri yıkılıyor, köyleri boşaltılıyor. Kaçmak isteyenler ya nehirlerde boğuluyor ya da açlıktan hayatlarını kaybediyor. On binlerce Müslüman, sınırlarda sıkışık kalmış durumda. Bu zulüm uluslararası toplumda bir etki meydana getirmesine karşın, söylemden öteye gitmeyen, kınamaktan öteye gitmeyen bir manzara ile karşı karşıyayız. Bu katliamın durdurulması için en büyük görev İslam ülkelerinin yöneticilerine düşüyor. Üzülerek ifade ediyorum ki onlar da birbirleriyle uğraşmaktan bu problemleri çözmeye vakit bulamıyor. Batı alemi ise çifte standarttan, tekebbürden, iki yüzlülükten kurtulmadan dünyanın hiçbir yerinde meydana gelen problemleri çözme imkanına sahip değil. Daha doğrusu çözme niyetinde değil. Hatta bir meşgale bulmuş gibi de seviniyorlar. Kendi menfaatleri söz konusu değilse kılları bile kıpırdamıyor” "İSLAM ÜLKELERİNE ‘HAC BİRLİKTELİĞİ’ ÇAĞRISI" “İslam dünyasının büyük bir mesuliyeti var. Yemen’de de, Suriye’de de, Libya’da da, Arakan’da da kan akıyor. Başımızı nereye çevirsek kesif bir duman var, kulağımızı nereye çevirsek acı bir feryat var. Bu da sadece Müslüman ülkelerden geliyor. Maalesef İslam ülkeleri olarak hep oyuna geliyoruz. Oyuna getiriliyoruz. Oysa daha geçen hafta Hac ibadetinde, Arabıyla, Acemiyle, siyahıyla, beyazıyla, zenginiyle, fakiriyle milyonlarca Müslüman Arafat’ta bir araya geldi. Böyle bir birlikteliği dünyanın başka bir yerinde ve inanç da bunu görmek mümkün değil. Farklılığı tamamen ortadan kaldıran giyimiyle herkesi eşit hale getiren bir manzara ile karşı karşıyayız. Milyonlarca insan. Bu birlikteliğin yapılabileceğinin en güzel, en açık örneğidir. Arkasından o ibadetin devamı olarak kötülüğe karşı müşterek tavır ile şeytan taşlama yapılıyor. Bütün Müslümanların zulme, kötülüğe karşı aynı tavrı gösterdiklerinin bir işaretidir. Bundan ibret almak nerede… Aynı günlerde aynı saatlerde akan kan ise devam ediyor. Müslümanlar Hac da gösterdikleri feraseti, basireti, bir araya gelerek yaşadığı duyguyu siyasi hayatta bir türlü meydana getiremiyorlar. Bu nasıl bir gaflet bu nasıl bir çelişki, bu nasıl bir duyarsızlık anlamak mümkün değil. Artık yeter demenin zamanı geldi, geçiyor. İslam alemi içine düştüğü bu gafletten bir an önce uyanmalı. Bir Müslüman’ın felaketi üzerine başka bir Müslüman’ın mutluluk inşa etmesi mümkün değil. Herkesin birinci önceliği akan kanı durdurmak olmalıdır. Her yerde biran evvel ateşkes sağlanmalı. Müslümanlar tıpkı Hac’da olduğu gibi bütün farklılıkları bir kenara bırakarak, aynı amacın etrafında birleşmelidir. Aksi takdirde bunun hesabını ne tarih önünde ne de mahşeri vicdanda vermemiz mümkün değildir” şeklinde konuştu. "İSRAİL’İN DENEDİĞİ BOMBALARA BAKIN" Kuzey Kore’nin son dönemde balistik füze denemeleri üzerine yaşanan uluslararası gerginliğe de değinen Pınar, Kuzey Kore’nin yaptığını doğru bulmadıklarını söyleyerek, batılı ülkelerin nükleer güçlerinin göz ardı edilmemesi uyarısını yaptı. Pınar, “Gündem bu konuyla meşgul ediliyor, meydana gelen hadiseler bununla örtülüyor. Bu adeta bir kamuflaj harbi gibi. Kuzey Kore’nin son denemesi deprem meydana getirdi bunu umursamayalım demiyorum. Ancak Amerika Afganistan’da nükleer bomba dışındaki en büyük bombaları denerken bu dünya neredeydi. İsrail, Gazze’ye saldırdığı zaman denediği bombalar kimsenin umurunda bile olmadı. Görünen o ki dünya aklın değil, akılsızlığın hakim olduğu bir döneme geriyor” diye eleştirilerde bulundu. "TÜRKİYE’YE BÜYÜK GÖREVLER DÜŞÜYOR" Pınar, dünyadaki kötü gidişatın önlenmesi için Türkiye’nin harekete geçmesi gerektiğinin de altını çizerek, “Felaketi atlatmanın yolların aramak mecburiyetindeyiz. Türkiye’nin üzerine büyük bir görev düşüyor. Biz kim, Kuzey Kore kim diyemeyiz. Hem ülkemiz, hem bölgemiz hem de dünyamız için kabullenmek zorundayız. Öncelikle basiret ve ferasete ihtiyaç var. Bu ülkede, biz de, ülkeyi yöneten ve yönetime talip olan kesimlerde. Bu ise ülkenin istikbalini kendi şahsi istikbalimizin önünde tutmak ile mümkündür. Kendi şahsi menfaatlerimiz ve ihtiraslarımız sanki ülkenin menfaatleri ile örtüşüyormuş gibi göstermek büyük bir gaflettir. Bunu ise kimse unutmasın. Ne şahısların ne siyasi partilerin kendi menfaatleri ülke menfaatlerinin önüne geçemez, geçmemelidir. Toplumda birlik ve beraberlik ise böyle oluşur” diye uyardı. "BİR İKAZ DA BULUNUYORUZ" Konuşmasının son bölümünde ise Pınar, ülkenin gerçek gündemine dönmesi gerektiğine işaret ederek şunları söyledi: “Türkiye’nin gerçek gündemi terördür. Her geçen gün daha da kötüye giden ekonomidir. Bir oraya bir buraya savrulmak zorunda kalan dış politikadır. Bitirilen tarım ve hayvancılıktır. İsraf, yolsuzluk, yapılan yanlış yatırımlar yürütülen yanlış politikalar. Sarsılan aile yapımız ve yozlaşan değerlerimiz. Uyuşturucu alışkanlığının 11-12 yaş seviyesine düşmesidir. Adalete güvenin ortadan kalkmış olmasıdır. Bu konuları sadece bir ikaz olsun diye yapıyoruz. Şahsi olarak hiçbir konuyu gündeme almıyoruz. İnanıyoruz ki, eninde sonunda ülkeyi yönetenler, talip olanlar bizim söylemlerimize kulak verirler”