Bu haber 569 kere okunmuş. 09/06/2024

Paylaş Tweetle Paylaş Yorum Yap

Bir Atomda elektron sayısı, proton sayısına eşit olabilir. Fakat Kütleleri eşit değildir.

Asıl olan, kütlelerle ilgili olandır, olanlardır. Çünkü atom kütlesi, molekül kütlesini etkiler. Molekül kütlesi, element kütlesini etkiler. Element kütlesi, madde kütlesini etkiler.

Madde kütlesi, değişim ve dönüşümleri içerir.

Günlük yaşamda, maddesel ve elementer seviyede değişim ve dönüşümler izlenir. Sonuçlardan yararlanılır.

Bu nedenle, atom ve atomaltı parçacıklar seviyesinde, iş, güç, enerji gibi fiziksel olayların, kuantum kimyasında disiplinleri kurulmalıdır. Fizikokimyadaki referanslar, kütlesel (madde miktarı)’na bağlı olarak olmalıdır.

Burada kurulacak sayısal disiplinler, bedensel yapıda (biyoloik ve biyolojik olmayan) olup, bitenlerle uygulama alanı bulur.

Böylelikle canlı bilimi olan BİYOLOJİ’de KUANTUM (BİYOLOJİSİ) dönemi başlar.

Örneğin, 1 tane gen yapısında, kaç tane elektron vardır, kaç tane proton vardır, kaç tane nötron vardır?

Bunların yapısal kütleleri, var olan biyolojik kütlenin davranışlarını nasıl etkiler ve her birinin ortaklaşa fonksiyonlarından nasıl sonuçlar doğar?

Benzer şekilde yüzlerce soru, bilimsel cevaplara (yanıtlara) kavuşmuş olur.

Dahada bilinmeyen alemlerde (alanlanlarda),kromodinamik kavramlar bilinir duruma gelir.

Bütün bunları eylemsel seviyede, işler duruma getirecek olanlar, gelecek denilen süreçler dilimlerinde bilim insanları olacaktır.

DÜNYA SÜRECİ

HÜSEYİN ERGÜL

“EYBİYOLCU”