Namaz Vakitleri
Görüntülenen Şehir:   Loading
Puan Durumu Loading
Gazeteler
  • Akşam Gazetesi
  • Bir Gün Gazetesi
  • Bugün Gazetesi
  • Cumhuriyet Gazetesi
  • Dünya Gazetesi
  • Fanatik Gazetesi
  • Fotomaç Gazetesi
  • Güneş Gazetesi
  • Haber Türk Gazetesi
  • Hürriyet Gazetesi
  • Millî Gazete
  • Milliyet Gazetesi
  • Posta Gazetesi
  • Radikal Gazetesi
  • Sabah Gazetesi
  • Sözcü Gazetesi
  • Star Gazetesi
  • Takvim Gazetesi
  • Taraf Gazetesi
  • Türkiye Gazetesi
  • Vatan Gazetesi
  • Yeni Akit Gazetesi
  • Yeni Asta Gazetesi
  • Yeni Şafak Gazetesi
  • Zaman Gazetesi

EDREMİT SAADET PARTİSİ İLÇE BAŞKANI AHMET PINAR’DAN GÜNDEME DAİR ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

Bu haber 131 kere okunmuş. 10.04.2025 Perşembe 19:07

Saadet Partisi Edremit İlçe başkanı Ahmet Pınar yaptığı basın açıklamasıyla gündeme dair önemli tespitlerde ve uyarılarda bulundu.Saadet Partisi Edremit İlçe başkanı Ahmet Pınar yaptığı basın açıklamasında, “Sözlerime başlamadan önce, milletimizin huzur ve güvenliği için gece gündüz demeden görev yapan bir kuruma, 180 yıllık bir çınara dikkatleri çekmek istiyorum.

“POLİS TEŞKİLATININ KURULUŞ YILDÖNÜMÜ”

1845’ten bugüne, sadece bir kolluk kuvveti değil; Emniyet ve güvenliğin sahadaki temsilcisi olan Türk Polis Teşkilatımızın bu anlamlı gününü en kalbi duygularımla tebrik ediyorum. Vatanımızın dört bir yanında, türlü zorluklara rağmen görevini ifa eden, gerektiğinde hayatını feda eden tüm emniyet mensuplarımıza şükranlarımı sunuyor, şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyorum. Yakın zamanda yaşanılan protestolarda, polislerimiz ve gençlerimiz karşı karşıya getirilmek istendi,. Biz polisimize taş, asit ve başka maddeler atılmasını kesinlikle tasvip etmiyoruz; vatandaşımıza orantısız güç kullanılmasını, intikam hırsıyla davranılmasını da en güçlü şekilde kınıyoruz. Gece gündüz çalışan polis de bizimdir, Anayasal hakkını kullanan gençler de bizimdir. Şunu da unutmayalım, polis iktidarın değil, devletin ve milletin polisidir. Bugün polislerimizin en büyük sorunları; Mobbing, Aşırı mesai, Görev stresi, Sosyal yaşantı eksikliği, Geçim zorluğu. Peki iktidar bunları ortadan kaldırmak için ne yapıyor? Acıdır ama hiçbir şey yapmıyor. Bu şartlarda bir polis memurunun huzurlu olması mümkün mü? Gelin polislerimizin zorunlu olan ikinci şark görevi başta olmak üzere mesai saatlerini, çalışma koşullarını, maaş sorunlarını ve haklarını hep birlikte iyileştirelim. Madem ülkenin doğusu da bir batısı da bir, gelin o zaman ŞARK HİZMETİNİ kaldıralım. 2025 Türkiyesi’ne ŞARK HİZMETİ tabiri yakışmıyor. Polislerimizin huzurunu sağlamak, sokaklarımızın huzurunu sağlamaktır.

“DÜNYANIN İNSANLIK SINAVI: GAZZE”

Pınar geçtiğimiz gün Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Türkiye hakkında söylediği sözlere de değindi. Trump, İsrail ve Türkiye'nin herhangi bir sorun yaşaması durumunda bunu çözebileceğini söylerken ABD ve Türkiye arasında yaşanan Brunson krizini de anımsattı. Trump, "Rahibi Türkiye'den geri aldık. Bunu hatırlıyor musunuz? Türkiye ve lideriyle çok ama çok iyi bir ilişkim var" diye konuşmuştu. Netanyahu ve Trump, aba altından sopa göstererek ülkemizi tehdit ediyor. İktidarsa bunları allayıp pullayıp algı yönetmekle uğraşıyor. 23 Mart’ta Gazze’de 15 sağlık çalışanı, yaralılara müdahale etmek için olay yerine giderken, Siyonist teröristler tarafından saldırıya uğradı. Tamamı infaz edildikten sonra açtıkları çukurlara gömdüler, sorulunca da haberimiz yok dediler. O sağlık çalışanlarının bedenleri günler sonra bulundu. Elleri arkadan bağlı bir şekilde katledilmişler! Bütün bu anların görüntüleri şehit edilen sağlık çalışanlarından birinin telefonundan çıktı. Var mı bu vahşete yüksek bir sesle hesap soran bir lider?

“KİM DAHA NEYİ BEKLİYOR?”

Soykırım başladığından beri resmi rakamlara göre 55 binden fazla mazlum hayatını kaybetti.200.000’den fazla insan kayıp. Katledilenlerin %70’i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Ateşkes sürecinde bile, 1391 Gazzeli şehit edildi. Bayram sabahı 13’ü çocuk 33 mazlum katledildi. Çocukların üzerinde bayramlıkları vardı. Bayramlıklar bu çocuklara kefen oldu ! Bunlar resmi rakamlar. Hakikat bundan çok daha vahim! Allah aşkına soruyorum; Bundan daha vahşi bir soykırım olur mu? Bundan daha net bir savaş suçu olur mu? Tüm dünya daha ne olmasını bekliyor? Vanaları kapatmak için daha kaç çocuğun ölmesi gerekiyor? Yakıt sevkiyatını durdurmak için daha kaç kadının ölmesi gerekiyor?

“TÜRKİYE NE YAPIYOR?”

Bu vahşet; cılız tepkiler, sıradan kınamalarla geçiştirilemez. Görülmüştür ki her kınama İsrail’i daha da cesaretlendiriyor ve kana susamış bir canavar haline getiriyor. Türkiye’de Filistin için haykıran gençlerimizi terörist ilan ettiler, Aynı ses yurt dışında yükselince alkış yarışına girdiler. Soykırım suçlusu İsrail’e teknolojik destek veren Microsoft’u protesto eden gençleri alkışlayanlar, İsrail’e yakıt gönderen SOCAR’ı protesto eden gençlerimizi gözaltına aldılar. Neden? Çünkü onların gündemleri Filistin değil, kimin protesto edildiğidir. İktidarın Gazze Hassasiyeti, ucu kendisine dokunana kadardır. Ukrayna’ya İHA, Karabağ’a SİHA gönderenler söz konusu Gazze olunca dua ile yetiniyorlar. Filistin’in yanında olmak; çıkarınıza dokununca değil, bedeli olunca kıymetlidir. Milyonlarca yüreğin söylediği sözü biz de söylüyoruz; “Gazze alev , alev yanarken susan, konuşanı susturan herkes bu zulmün ortağıdır!”

“BU ZULMÜN ORTAKLARINA SESLENİYORUM!”

Kimse bu bölgede Emperyalizmin ve Siyonizm’in tatlı sözlerine, vaatlerine aldanmasın. Hiçbir lider yaptığı anlaşmalara, dostlarına güvenmesin. Hiçbir devlet “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyerek!” Gazze’de yaşananlara karşı üç maymunu oynamaya devam etmesin. Çünkü bu yılan; bugün değilse de yarın sizi de zehirleyecek... Gazze sadece vicdan meselesi değil, bir BEKA meselesidir. Kim olursanız olun eğer İnsansanız, aklınız başınızdaysa ve vatanınızı seviyorsanız, bu topraklarda; Gazze’nin yanında, Siyonizm ve Emperyalizmin karşısında olmak zorundasınız. Aksi takdirde: Yemen’de bayram kutlarken vurulan siviller, yarın Kahire’de düğünde vurulur. Gazze’de okulda vurulan masum çocuklar yarın Tahran’da kreşte vurulur. Gazze’de vurulan sağlık çalışanları, gazeteciler yarın Ankara’nın göbeğinde vurulur. Bütün bunlar bir komplo değil, önlem alınmazsa “gelmekte olan acı gerçeklerdir.”

“GAZZE BARIŞ GÜCÜ” TEKLİFİMİZ”

Türkiye, bölgenin lideri olarak bu gidişata son vermelidir. Çünkü sırada İran ve Türkiye vardır. Gazze meselesinde, askeri seçeneklerin dışında başka hiçbir seçenek kalmamıştır. Derhal; Küresel bir “Gazze Barış Gücü” oluşturulmalıdır. Bu barış gücünde; Sadece İslam ülkeleri değil, Siyonizm tehdidinin farkında olan Latin Amerika’dan, Güney Afrika’ya tüm dünya ülkeleri yer almalıdır. Aynı şekilde bu barış ülkelerinin hava ve kara sahaları İsrail ile ilgili her türlü uçuşa kapatılmalıdır. Türkiye, İran, Mısır ve Pakistan arasında saldırmazlık anlaşması imzalanmalıdır. İncirlik ve Kürecik üssü acilen kapatılmalıdır. İnsani yardımlar İsrail’in inisiyatifinden kurtarılmalı, Gazze’ye deniz, hava, kara fark etmeksizin, tüm yollarla insani yardım koridorları açılmalıdır. Bakınız bugün İHA’yı, SİHA’yı geçtik; İslam dünyası olarak Gazze’ye, bir çuval un sokamıyoruz!

“BOYKOT MU DİYORSUNUZ?”

Gelin gerçek boykotu konuşalım. İsrail jetlerine yakıt sevkiyatını boykot edelim! Vanaları kapatalım! İsrail’in gözü kulağı olan Küreciği, İncirliği boykot edelim! Üsleri kapatalım! İsrail’e lojistik destek sağlayan gemileri boykot edelim! Limanları kapatalım! Herkes bilsin ki başka Gazze yok, başka Türkiye yok. Biz inanıyoruz ki Gazze kazanacak, Türkiye kazanacak, insanlık kazanacak. Mazlumun evini viran ederek, zafer kazandığını zannedenlerin evleri viran olacak. Kahredenler, kahrolacak. Herkes bilsin ki Gazze vardır, Filistin vardır ve bu Filistin nehirden denize özgürdür. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerimi bitiriyor, hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Allah’a emanet olunuz.” Dedi. Haber: Hasan AKAR

YorumlarBu habere hiç yorum yapılmamış     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

3 + 4 = ?