Namaz Vakitleri
Görüntülenen Şehir:   Loading
Puan Durumu Loading
Gazeteler
  • Akşam Gazetesi
  • Bir Gün Gazetesi
  • Bugün Gazetesi
  • Cumhuriyet Gazetesi
  • Dünya Gazetesi
  • Fanatik Gazetesi
  • Fotomaç Gazetesi
  • Güneş Gazetesi
  • Haber Türk Gazetesi
  • Hürriyet Gazetesi
  • Millî Gazete
  • Milliyet Gazetesi
  • Posta Gazetesi
  • Radikal Gazetesi
  • Sabah Gazetesi
  • Sözcü Gazetesi
  • Star Gazetesi
  • Takvim Gazetesi
  • Taraf Gazetesi
  • Türkiye Gazetesi
  • Vatan Gazetesi
  • Yeni Akit Gazetesi
  • Yeni Asta Gazetesi
  • Yeni Şafak Gazetesi
  • Zaman Gazetesi

BURÇEP VE ÖĞRETMENLER MAHALLESİ HALK İNİSİYATİFİNDEN SOKAK HAYVANLARI BASIN AÇIKLAMASI

Bu haber 343 kere okunmuş. 03.06.2024 Pazartesi 22:52

BURÇEP VE ÖĞRETMENLER MAHALLESİ HALK İNİSİYATİFİ, “SOKAKLAR TÜM CANLILARINDIR”

Burhaniye Çevre Platformu ve Öğretmenler Mahallesi Halk İnisiyatifi gurubunun Ören meydanında düzenlediği “Sokaklar tüm canlılarındır” basın açıklamasına çevreciler ve vatandaşlar katıldı. Avukat Filiz Sonsuz’un yaptığı basın açıklamasında, “5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün hemen öncesinde sokak köpeklerinin kıyımına neden olacak yasa tasarısından bahsetmek, sokak köpeklerine reva görülen sona dair tarihsel perspektiften günümüze ulaşan bir bakış eklemek istedik” dedi. Avukat Filiz yapılan basın açıklamasında şunları söyledi. Çevre, ayak bastığımız topraktan, akan/akamayan derelerden, havadan, sudan, ağaçtan ibaret değil elbette. Canlı cansız tüm varlıklar, var olma, varlıklarını sağlıklı bir biçimde sürdürme hakları ile birlikte “ÇEVRE” kavramının konusu, dolayısıyla bizim konumuz. Bu nedenle, bu yılki 5 Haziran Dünya Çevre Günü mesajımızı, sokak köpekleri hakkında hazırlanan ve sert bir biçimde tartışılan ve elbette itirazlarımıza neden olan yasa tasarısını protesto ederek vermek istedik.Hayvan ve insan arasındaki eşitliksiz ilişki, insan merkezli bakış açısının ürünü olarak, hayvanlar aleyhine tarih boyunca var olmuştur. Boğaların, develerin, köpeklerin, horozların ölümle sonuçlanacak olsa bile güreştirilmesi, sirklerde, havuzlarda hayvanların gösteri malzemesi olarak kullanılması ve doğalarında olmayan davranışlara zorlanmaları, insanın içindeki vahşetin hayvanlar üzerinden aktarılmasından başka bir şey olamaz. İnsanın “Evren etrafımda dönüyor” algısı, hayvanların acı çekmesi, ölmesi / öldürülmesi pahasına da olsa tarih boyunca acımasızca yaşama geçirilmiştir. Dünya tarihi, hayvanlara, özellikle de sokak köpeklerine yönelik türkırımın sıkça sahnelendiği bir alan olmuştur. Avrupa’nın köpeksiz sokaklar hevesi binlerce sokak köpeğinin toplatılarak son derece olumsuz koşullarda yaşayacağı yerlere hapsedilmesine, hatta uyutulmasına yani öldürülmesine kadar gitmiştir.Bizim tarihimiz de bu kıyımdan nasibini ne yazık ki almıştır. İstanbul’da II. Mahmut döneminde, Avrupa’nın köpeksiz sokaklar modasından etkilenen padişahın İstanbul sokaklarındaki köpekleri toplatarak Sivriada’ya sürgün etmesi üzerine halk tepki göstermiş, padişah kararından dönmek zorunda kalmıştır.Sultan Abdülaziz döneminde İstanbul’un sokak köpekleri tekrar Sivriada’ya sürgün edilmiş, bu olayın ardından İstanbul’da büyük bir yangın çıkmış halk bunu köpeklerin laneti olarak değerlendirerek Hükûmet'e tepki göstermeye başlamıştır. Bunun üzerine Padişah kanunu geri çekerek köpekleri şehre geri getirmeye mecbur kalmıştır.İttihat ve Terakki Hükûmeti, modernleşme hareketleri kapsamında İstanbul'daki köpeklerden kurtulmanın yolunu tekrar aramaya başlamış ve İstanbul Belediye Başkanı Suphi Bey, 1910’da, şehirdeki 80 bin köpeği Sivriada'ya naklederek ölüme terk etmiştir. 80 bin köpek açlıktan ya da birbirlerini parçalayıp yiyerek ölmüştür.Ülkemizde sokak köpeklerine yönelik çağ dışı bakış ne yazık ki geçmişin karanlık dönemlerinde kalmış değildir. Bu gün, hala, sahipsiz sokak köpeklerinin öldürülmesinden bahseden, bunu da olanca insafsızlığıyla “uyutmak” olarak nitelendiren, acımasız yasa tasarıları hazırlanmaktadır. Bunu yaparken Avrupa’daki uygulamalar referans gösterilmektedir. Oysa iyi incelendiğinde, pek çok ülkede, sadece tedavi edilemeyen ve bu nedenle acı çeken hasta hayvanların uyutulduğu görülmektedir.Hayvan haklarının ulusal düzeyde ve uluslar arası düzende gerektiği gibi korunmadığını ne yazık ki üzülerek görüyoruz. Uluslararası hukuk, hayvan haklarını korumaya yönelik “ Evrensel Hayvan Refahı Bildirgesi “ gibi cılız, bağlayıcılığı ve yaptırım gücü olmayan bir öneriden öteye pek gidememiştir.15 Ekim 1978’de Paris’de UNESCO tarafından ilan edilen Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin ilk iki maddesi şöyledir; 1. Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğarlar ve aynı var olma hakkına sahiptirler. 2. Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. Bir hayvan türü olan insan , öbür hayvanları yok edemez. Bu hakkı çiğneyerek onları sömüremez. Bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevlidir. Bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma, ve korunma hakları vardır Türkiye’nin hayvan haklarının korunmasına dair taraf olduğu tek uluslararası sözleşme ise 18 Kasım 1999’da imzaladığı “ Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi”'dir. Artık şunu kesin olarak kabul etmek gerekir ki, sokak hayvanları ayak altından çekilmesi gereken yaratıklar değil, sokağın sakinleridir. En az bizim kadar sokaklarda, kentte var olma hakları vardır. Ve biz insanlar, doğada ve hayatta, bir karıncadan, bir arıdan daha fazla hak sahibi olmadığımızı, evrenin etrafımızda ve emrimize amade dönmediğini anlayana kadar Dünya’da, sokaklarda barış olmayacaktır. Dedi. Basın açıklamasına Burhaniye belediyesi meclis üyesi Erman Pazarbaşı ve CHP Kadın kolları adayı Selma Öztürk’de destek verdi. Haber: Şenol TORLAK

YorumlarBu habere hiç yorum yapılmamış     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

1 + 7 = ?