AK PARTİ BALIKESİR TEŞKİLATINDAN 27 MAYIS DARBESİNE SERT TEPKİ, ‘VESAYETÇİ ZİHNİYET HÂLÂ DİRİ’

AK Parti Genel Merkez İnsan Hakları Başkanlığı’nın 81 ilde eş zamanlı olarak gerçekleştirdiği 27 Mayıs 1960 Darbesi’ni kınama etkinliği kapsamında Balıkesir’de de güçlü bir mesaj verildi. AK Parti Balıkesir İnsan Hakları Başkanı Eşref Koçak tarafından yapılan basın açıklamasına İl Başkan Vekili Oktay Yılmaz, Altıeylül İlçe Başkanı Erdinç Alcan, Karesi İlçe Başkanı Hakan Aka, il yönetimi, kadın ve gençlik kolları, ilçe teşkilatları ve çok sayıda teşkilat mensubu katıldı. Ali Hikmet Paşa meydanında gerçekleştirilen basın açıklamasında demokrasiye ve milli iradeye bağlılık vurgusu yapılarak, 27 Mayıs darbesinin yıldönümünde vesayetçi ve darbeci zihniyet bir kez daha kınandı. İnsan Hakları Başkanı Eşref Koçak konuşmasının başında 27 Mayıs 1960 darbesinin demokrasi şehitleri Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’a Allah’tan rahmet diledi. Koçak, 27 Mayıs’ın yalnızca bir darbe tarihi değil, aynı zamanda Türkiye’de darbeci zihniyetin ve vesayet mekanizmalarının yapılandırıldığı karanlık bir dönemin başlangıcı olduğunu belirtti. Koçak, “O günden sonra birçok cuntacı cesaretini 27 Mayısçılardan almış, sivil ve demokratik siyaseti kontrol altına almaya çalışmıştır” ifadelerini kullandı. Koçak açıklamasında, “Milletin iradesi yerine vesayet zihniyeti geçirilmiştir. 27 Mayıs, siyasi tarihimizde sürekli tekrar edecek olan bir zihniyetin tohumlarını saçmıştır” diyerek Yassıada’da kurulan göstermelik mahkemeleri, hukuksuz idam kararlarını ve millet iradesine karşı kurulan kumpasları hatırlattı. “CHP’nin Darbecilikle Tarihi İlişkisi Açıktır” Basın açıklamasında, dönemin CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün darbeci Cemal Gürsel’e “Asıl ben sizin emrinizdeyim” diyerek darbeciliği açıkça sahiplendiği vurgulandı. Koçak, “O tarihten bugüne CHP, her türlü darbenin ya önünde, ya arkasında ya da yanında durmuştur” sözleriyle vesayet odaklarıyla mücadelede kararlı duruş sergilediklerini belirtti. “Devlet-Millet Kucaklaşmasını İnşa Ettik” AK Parti iktidarıyla birlikte vesayet yapılarının tek tek çözüldüğünü ifade eden Koçak, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde devlet ile milletin yeniden kucaklaştığını söyledi. “Devletin milletle buluşmasını, iradenin yeniden millete teslim edilmesini sağladık. Ancak bazı adreslerde vesayetçi zihniyet hâlâ yaşıyor” ifadeleriyle tehlikenin tamamen geçmediğine dikkat çekti. “Sokakları karıştıranlar vesayetçi zihniyetin uzantısıdır” Koçak açıklamasında, vesayetçi zihniyetin günümüzde de farklı yüzlerle ortaya çıktığını belirterek, “Öğrencileri sokağa dökenlerde, boykot çağrısı yapanlarda, kutsallara zarar verenlerde, ‘Ordu göreve’ pankartı açanlarda bu zihniyet hâlâ yaşıyor” dedi. “Bu ülkenin vesayetçi zihniyete feda edecek bir dakikası bile yok” Açıklamanın sonunda ise demokrasiye ve milli iradeye sahip çıkma çağrısı yapılarak, “Bu ülkenin vesayetçi ve cuntacı zihniyete feda edecek bir dakikası bile yoktur. Bizler ‘Durmak yok, yola devam’ diyerek adalet, kalkınma ve demokrasi mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadeleri kullanıldı. Basın açıklaması, demokrasi şehitleri Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan ve tüm demokrasi şehitleri için okunan dua ile sona erdi.
AK PARTİ BALIKESİR İNSAN HAKLARI BAŞKANI EŞREF KOÇAK TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLEN BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ
“Bugün 27 Mayıs 1960 darbesinin yıldönümünde vesayetçi ve darbeci zihniyeti kınamak için bir aradayız. Bu vesileyle öncelikle demokrasi şehitlerimiz Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’a Allah’tan rahmet diliyoruz. 27 Mayıs sadece tek bir darbe tarihi değildir. Maalesef ülkemizde darbeci zihniyetin doğuşunu ve vesayet mekanizmalarının kurgulanmasını temsil eder. O günden sonra birçok darbeci ve cuntacı cesaretini 27 Mayısçılardan almış ve 27 Mayısçıların kurguladığı düzenin içinde sivil ve demokratik siyaseti kontrol altında tutmak istemiştir. Milletin iradesi yerine vesayet zihniyeti geçirilmiştir. Bu bakımdan 27 Mayıs siyasi tarihimizde sürekli tekrar edecek olan bir zihniyetin tohumlarını saçmıştır. Darbeye giden yolun taşlarının döşenmesinden, darbenin yapılışına; hukuksuz Yassıada yargılamalarından millî iradeye kasteden idam kararlarına kadar her yönüyle demokratik siyasetimiz üzerinde büyük yaralar bırakmıştır. Halbuki 14 Mayıs 1950’de milletin teveccühüyle iktidara gelen Adnan Menderes ve yol arkadaşları büyük bir kalkınma hamlesi başlatarak milletin gönlünde taht kurmuştu. Evvela ezan aslına döndürülmüş ve söz artık milletin olmuştu. Büyük hizmetlerle de adeta ihya olan millet, tek parti yıllarının ne denli bir zulüm dönemi olduğunu daha çok idrak etmişti. İşte tüm bu gelişmeleri hazmedemeyenler ilk günden itibaren Demokrat Parti’yi devirmenin peşinde olmuştu. Özellikle 1957’den sonra darbe tehditleri aleni bir hal almış ve darbe planları ayyuka çıkmıştır. Üniversite öğrencileri sokaklara dökülmüş, yalan haberlerle ve kışkırtma siyasetiyle darbe kazanı kaynatılmıştır. Darbeye giden yollar adım adım döşenmiş, milletin seçilmiş iradesine karşı her türlü kumpas kurulmuş ve darbecilerin yolu açılmıştır. Darbenin kışkırtıcıları maalesef cuntacıları sevinçle karşılaşmıştır. Dönemin CHP Genel Başkanı İsmet İnönü darbenin başına geçen ve hemen ertesi sabah kendisini arayıp “emrinizdeyiz Paşam” diyen Cemal Gürsel’e “büyük iş başardınız asıl ben sizin emrinizdeyim” diyerek CHP’nin darbecilikle tarihi ilişkisini açıkça dile getirmiştir. O tarihten bugüne CHP her türlü darbenin ya önünde ya arkasında ya da yanında durmuştur. Darbeciler milletin iradesini devirmekle kalmadılar. Adına mahkeme denilen Yassıada tiyatrolarını da kurarak Demokrat Partilileri haksız suçlamalarla aşağılayarak idama mahkûm ettiler. Yetmedi; bir daha millet iradesi bu ülkede muktedir olamasın diye devasa bir vesayet mekanizması inşa ettiler. Bu vesayet mekanizması her on yılda bir demokrasimize vurulan darbelerin kolaylaştırıcısı ve devletin milletten uzaklaştırılmasının kaynağı haline geldi. On yıllar boyunca milletin seçtiği hükümetler darbe ve idam tehditleri altında görev yapmak zorunda kaldı. Milletin iradesi yok sayıldı. Maalesef, takip eden yıllarda ülkemiz bu vesayet düzeninin yarattığı darbelerle sürekli geriletilmiştir. Milletin onayıyla iş başına gelen her iktidar, karşısında bu anti-demokratik düzeni bulmuştur. Ancak bu necip millet içinden demokrasi kahramanları çıkarmaya devam etmiştir. AK Parti hükümetleri olarak göreve geldiğimiz ilk günden bu yana bu vesayetçilerle ve cunta heveslileriyle defalarca yüzleştik ve sonuna kadar mücadele verdik. Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde AK Parti döneminde bu vesayet mekanizmalarını milletimizin desteğiyle teker teker çökerttik. Devlet millet kucaklaşmasını inşa ederek milletin iradesini yeniden tesis ettik. Ancak unutmamak gerekir ki vesayet çökmüş olsa da bazı adreslerde vesayetçi zihniyet hâlâ yaşıyor… Vesayetçi ve cuntacı zihniyet; yine öğrencileri sokaklara dökenlerde, boykot çağrısı yapanlarda, sokakları yakıp yıkanlarda, tencere tava çalanlarda, kutsallara zarar verenlerde, “Ordu göreve” pankartı açanlarda, Cumhuriyet mitingleri düzenleyenlerde, darbe teşebbüsünü tankların önünden sıvışıp kahve içerek seyredenlerde tekrar tekrar tecessüm ederek hâlâ diri olduğunu bizlere her fırsatta gösteriyor. Ancak biz de buradayız. Demokrasi için hukuk için her türlü vesayet zihniyetine karşı dik duruşumuz sürecektir. Bu ülkenin vesayetçi ve cuntacı zihniyete feda edecek bir dakikası bile yoktur. Bizler “Durmak yok, yola devam” şiarıyla çalışmaya devam edeceğiz. 27 Mayıs darbesini ve onun getirdiği karanlığı bir kez daha kınarken, AK Parti olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde adalet, kalkınma ve demokrasi mücadelemizden bir an bile olsun geri durmayacağız. Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.” (Bülten)