Namaz Vakitleri
Görüntülenen Şehir:   Loading
Puan Durumu Loading
Gazeteler
  • Akşam Gazetesi
  • Bir Gün Gazetesi
  • Bugün Gazetesi
  • Cumhuriyet Gazetesi
  • Dünya Gazetesi
  • Fanatik Gazetesi
  • Fotomaç Gazetesi
  • Güneş Gazetesi
  • Haber Türk Gazetesi
  • Hürriyet Gazetesi
  • Millî Gazete
  • Milliyet Gazetesi
  • Posta Gazetesi
  • Radikal Gazetesi
  • Sabah Gazetesi
  • Sözcü Gazetesi
  • Star Gazetesi
  • Takvim Gazetesi
  • Taraf Gazetesi
  • Türkiye Gazetesi
  • Vatan Gazetesi
  • Yeni Akit Gazetesi
  • Yeni Asta Gazetesi
  • Yeni Şafak Gazetesi
  • Zaman Gazetesi

KIYIDA HAREKETİ, ‘DENİZLER NEHİRLER, SERMAYE DEĞİLLER’

Bu haber 299 kere okunmuş. 19.05.2024 Pazar 18:22

Denizlerimizin artık daha iyi korunabilmesi amacıyla kurulan KIYIDA Hareketi Dayanışma Ağı, Burhaniye Ören plajında yaptığı basın açıklaması ile çalışmalarına başlıyor. Burhaniye'de özellikle vatandaşların sıkça gündeme getirdiği, çevreci derneklerin dikkat çektiği deniz kirliliğine karşı, sahillerin korunmasına amacıyla kurulan Kıyı Hareketi Dayanışma Ağı ilk basın açıklamasına birçok vatandaş katılarak destek verdi. Ören plajı Deniz kızı önünde yapılan basın açıklamasının ön açıklamasını çevreci Hatice Engin Yaptı. Engin, Akyaka Sahili, Ayvalık Sarımsaklı Plajı, Bodrum, Burgazada Marta koyu, Burhaniye Ören Sahili, Çanakkale Dardanel Sahili, Dalyan Kounos çayı bahçesi, Datça Hastane alt sahili, Fethiye Çalış sahili, Foça, Güzelbahçe, Heybeliada Asaf Mevkii orman alanı, İznik ve Van'da eş zamanlı yapılan basın açıklamasına tüm çevreci dostlarımızı katılması bizleri mutlu etti. KIYIDA Hareketi Dayanışma Ağı'nın düzenlediği basın açıklamasını ise Selma Öztürk yaptı. Öztürk yaptığı açıklamada şunları söyledi. Anayasanın 43. Maddesi; “Kıyılar, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.” der. Yine, 3621 sayılı Kıyı Kanunu, Madde 6 ya göre; -Kıyılar herkesin eşit ve serbestçe yararlanacağı alanlar olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz. -Kıyıyı değiştirecek boyutta kazı yapılamaz; kum, çakıl vesaire alınamaz veya çekilemez, kirletici etkisi olan atık ve artıklar dökülemez, der. Ancak geldiğimiz noktada, anayasayı ve kıyı kanununu tanımaksızın tüm kıyılar, kimi kamu yararı adı altında bizzat kamu tarafından kimi de işletmeler tarafından rant alanlarına dönüştürülüyor, işgal ediliyor. Bugün Türkiye'de bir çok yerde eş zamanlı olarak kuruluşunu açıklayacağımız Kıyı Hareketi, sadece kıyı işgallerini değil aynı zamanda deniz, ırmak ve göl kıyılarında kendi ekosistemlerini oluşturan tüm canlı ve cansız varlıkların ortak yaşam alanını da korumak ve savunmayı amaçlamaktadır. Örneğin Havran Deresi kıyısı endüstriyel ve evsel kirleticiler tarafından alıcı ortama dönüştürülüyor, Kadıncık Deresi “Doğal Sit, Kesin Korunacak Hassas Alan” olmasına rağmen yüzlerce balığın öldüğü bir ilgisizlikle karşı karşıya bırakılıyor. Neden KIYIDA HAREKETİne ihtiyaç duyduğumuzla ilgili basın açıklamamızı yapmak üzere sözü Burhaniye Halk İnisiyatifi'nden SELMA ÖZTÜRK'e veriyorum.

“HAVAMA SUYUMA TOPRAĞIMA DOKUNMA”

Kıyı Hareketleri Birleşiyor! Türkiye'nin dört bir yanında mücadele eden kıyı hareketleri olarak bir araya geliyor ve bundan sonra mücadelemizi dayanışmayla daha da güçlendirerek, Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı'nı kuruyoruz. Kıyı savunucuları olarak bizler; doğanın bir parçası olan kıyıların yok edilmeye çalışıldığını biliyoruz. Kıyılar üzerindeki rant politikalarına dur diyoruz. Çünkü, bir yandan kıyıların işletmeye açılması yoluyla özel-mülkleştirildiğini ve halkın serbest ve ücretsiz erişimine kapatıldığını görüyor, bir yandan da kıyılardaki doğal yaşamı bozan tüm yapılaşma ve hizmet adı altındaki faaliyetlerin kıyı ekosistemine, geri dönüşsüz zararlar verdiğini biliyoruz. Yeryüzünün oluşumuyla birlikte varolan kara ve su ekosistemlerinin kesişme noktaları, biyolojik çeşitliliğin en zengin olduğu kıyıların, iklim kriziyle birlikte yok olmaya doğru hızla gittiğini görüyoruz ve bu gidişe karşı mücadele etmeyi hepimizin insanca yaşaması için görev sayanlar olarak bir araya geldik. Her yıl binlerce türün yok olduğu bir yeryüzünün, doğaya hakim olma anlayışındaki endüstriyel kapitalizmle mücadele etmeden kurtulamayacağının farkındayız. Ekolojik ortak varlıkları yok etmeye devam ederek, çeşitli ticari yöntemlerle kıyıların yok edilmesine çözü bulunamayacağını düşünüyoruz. Ticari girişimler kâr güdüsünden ayrı düşünülemez; kıyılara kar edilecek varlıklar olarak bakılamaz. Kıyıların deniz ve kara ekosistemlerinin bir araya geldiği, tüm canlılar ve cansızların varoluş alanı olduğunu biliyoruz; bu ortak varlığın kâr uğruna yok edilerek, bir avuç sermayedara terk edilmesine karşı çıkacağız. Endüstriyel kapitalizmin deniz, göl ve akarsu kıyılarını yok edeceği ve yıllar sonra geriye terk edilmiş, yağmalanmış kıyılar kalacağı konusunda uyarıyor ve daha çok kâr uğruna kıyıların bu hale getirilmesine izin vermeyeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz. Yerellerdeki özerk kıyı hareketleri olarak haklılığımızdan aldığımız gücümüzün farkındayız ama bir araya gelmenin, dayanışmanın gücünün de farkındayız. Bizler bu talan politikalarına karşı yerel direnişlerimizi güçlendirmek ve yereller arasında dayanışma köprüleri kurmak amacıyla bir araya geliyoruz. Kıyı savunucuları olarak, mücadelemizde haklıyız. Yaptığımız şey basit; kamusal haklarımızı, Ekolojiyi ve müşterek varlığımız olan doğayı savunuyoruz. Yasal düzenlemelerin verdiği güvenceyi, kıyıların kamu yararına kullanılmasının zorunlu olduğunu biliyor, bizler zaten bizim olanı geri almak için mücadele ediyoruz. Kıyılar konusunda belirlenmiş kotalar üzerinden pazarlık yapmayacağımızın; bizlerden çalınan kıyıların hepsini geri istediğimizin bilinmesini istiyoruz. Kıyıların sadece insanların olmadığı bilinciyle, tüm ekosistemiyle bir bütün olarak korunması için, tüm kıyıların kendi doğallığında bırakılması için mücadele ediyoruz. Bu mücadelemizde, yerel yönetimlerin ve demokratik kitle örgütlerinin de dayanışma içinde olacağını biliyor ve tüm demokratik kurumları Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı ile birlikte mücadeleye davet ediyoruz. Bugün Datça'dan, Akyaka'dan, Çanakkale'den, Burgazada'dan, Heybeliada'dan, Burhaniye'den, Bodrum'dan, Dalyan'dan, Ayvalık'tan, İznik'ten, Fethiye'den, Güzelbahçe'den, Altınoluk'tan, Dikili'den, Köyceğiz'den, Van'dan hep birlikte sesimizi yükseltiyoruz. Kıyıları özgürleştirmek için bugün her zamankinden daha güçlüyüz. Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı'nı, KIYIDA'yı kurduğumuzu Türkiye'nin dört bir yanından ilan ediyoruz. Yaşam KIYIDA, Mücadele KIYIDA, Dayanışma KIYIDA, Hepimiz KIYIDA'yız. DENİZLER NEHİRLER, SERMAYE DEĞİLLER. KIYI HAREKETLERİ DAYANIŞMA AĞI” Haber: Şenol TORLAK

YorumlarBu habere hiç yorum yapılmamış     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

7 + 8 = ?