Namaz Vakitleri
Görüntülenen Şehir:   Loading
Puan Durumu Loading
Gazeteler
  • Akşam Gazetesi
  • Bir Gün Gazetesi
  • Bugün Gazetesi
  • Cumhuriyet Gazetesi
  • Dünya Gazetesi
  • Fanatik Gazetesi
  • Fotomaç Gazetesi
  • Güneş Gazetesi
  • Haber Türk Gazetesi
  • Hürriyet Gazetesi
  • Millî Gazete
  • Milliyet Gazetesi
  • Posta Gazetesi
  • Radikal Gazetesi
  • Sabah Gazetesi
  • Sözcü Gazetesi
  • Star Gazetesi
  • Takvim Gazetesi
  • Taraf Gazetesi
  • Türkiye Gazetesi
  • Vatan Gazetesi
  • Yeni Akit Gazetesi
  • Yeni Asta Gazetesi
  • Yeni Şafak Gazetesi
  • Zaman Gazetesi

HIZLI NÜFUS ARTIŞI

Bu haber 401 kere okunmuş. 14/01/2020

Değerli dostlar, coğrafi yönden çok şanslı bir ülkede yaşıyoruz. Üç tarafımız denizlerle çevrili. Ancak, ülkemizdeki her yaşam alanı, her ilimiz, denizlere yakın olma konusunda aynı şansa sahip değil şüphesiz. 81 ilimizin, sadece üçte biri deniz kıyısında bulunuyor. Bunların sayısı 28.. İşte bu şanslı illerimizin, çok daha özellikli olan beş tanesi ise, sadece bir denizde değil, iki farklı denizde de kıyılara sahip. Tekirdağ, Kocaeli ve İstanbul’un hem Karadeniz ve hem de Marmara’da; Çanakkale ve Balıkesir’in ise hem Marmara ve hem de Ege’de kıyıları bulunuyor. Bu tespitin altını çizelim.

 

Balıkesir’de ayrıca, Ege’ye kıyısı olan ilçelerimizin etrafında sıralandığı bir de güzelim körfezimiz var. Edremit Körfezi, ayrı bir güzellik. Körfez’in bir yanında Kazdağları, diğer yanında ise Madra dağları yeralıyor. Mavi ile yeşilin kucak kucağa olduğu bir bölge burası. Bu tespitin de altını çizelim.

 

Özetle, Körfez bölgesi her anlamda çok şanslı bir coğrafya. Adeta bir yeryüzü cenneti olan bu bölge, aynı zamanda bir ortak ekosistem oluşturuyor. Hatta komşu Midilli adasını da bu ekosistem içinde anmak gerek. Bu durum doğal olarak, Edremit Körfezi’nin çevresindeki ilçelerimizin, yani Ayvalık, Gömeç, Burhaniye ve Edremit’in ortak temel özelliklerini belirliyor. Bölgenin geleneksel kültür bitkisi olan zeytin tarımı bunlardan ilki. Kıyılarımızdaki yaz ve deniz turizmi de, bu yerleşimlerimizin ikinci ortak paydasını oluşturuyor.

 

Şimdi bu ilçelerimizdeki, son onbir yıllık nüfus hareketine de bir göz atalım:

 

Yerleşimin Adı            2007 Nüfusu                       2018 Nüfusu               Artış

    

Ayvalık                              58.638                                 71.063                     % 21.2

Gömeç                              11.105                                 13.894                     % 25.1

Burhaniye                         48.602                                  60.799                    % 25.1

Edremit                           107.620                                154.487                    % 43.5

 

Nüfus artışı rakamları, çok net bir çerçeve çıkartıyor ortaya. Anılan dönemde, bu ilçelerimizde doğum nedenli artışların çok üstündeki bir seviyede, ortalama olarak % 33 oranında bir artış olmuş. Yani Balıkesir’in bu özellikli bölgesi, çok yoğun bir göç talebiyle karşılaşmış, sürekli oturan nüfus sayısı hızla artmış. Oysa yine aynı bölgede bulunan ama Körfez’e kıyısı olmayan Havran’da durum oldukça farklı. Havran’ın 2007 nüfusu 27.711 kişiyken, 2018 nüfusu da 27.741 kişi. Neredeyse artış bile olmamış. Balıkesir genelinde ise, 2007 nüfusu 1.118.313 kişiyken, 2018 nüfusu  1.226.575 kişi ve artış oranı sadece % 9.7.. Bu verileri dikkate aldığımızda, Ege’ye kıyısı olan ilçelerimizdeki nüfus artışının ne denli yoğun olduğu, çok daha net bir şekilde anlaşılıyor.

 

Kıyı ilçelerimizdeki bu durum, elimizdeki tek veri de değil. Biliniyor ki, Balıkesir’de sürekli yaşayan nüfus 1.226.000 kişiyken, yazın ilimizin nüfusu yaklaşık 5.000.000 kişiye ulaşmakta. Otel, motel ve benzeri konaklama yerlerinde kalan ziyaretçiler, elbette önemli bir sayı oluşturuyorlar ama esas yoğunluğu “yazlıkçı” diye tanımlanan, yani sadece yaz sezonunda bu ilçelerimizdeki konutlarında yaşayan hemşerilerimiz sağlıyor. Elde kesin veriler olmamakla birlikte, yazlıkçı hemşerilerimizin sayısının, Ege kıyısı ilçelerimizde minimum 2.000.000 kişi civarında olduğu tahmin ediliyor.

 

Güzellikleriyle şanslı Edremit Körfezi kıyılarının tercih sebebi olması, kaçınılmaz şekilde hem hızlı göç olgusuyla ve hem de yaz sezonuna özgü yoğun nüfus hareketleriyle kendisini gösterirken, bu durum aynı zamanda bölgede yaşanan çevre sorunlarının pek çoğunun da temelini oluşturuyor ne yazık ki. Hepimiz biliyoruz, Körfez’e yönelik bu yoğun göç nedeniyle, konut talebi ve imalatı da çok hızlı. Senelerdir zeytinler kesilip, yazlık konutlar yapılıyor. Fakat bu konutlara yerleşen nüfusun ihtiyaç duyduğu altyapı yatırımları, aynı hızla yapılamıyor. Böylece, oluşan ihtiyaç ile gereken imalat arasındaki makas, önce hızlı ve çarpık kentleşmeyi, altyapı sorunlarını, altyapı yetersizliğini ve sonra da çevreye dair problemleri ortaya çıkartıyor.

 

Örneğin, Körfez bölgesi artık her yaz ana ulaşım yollarında yaşanan trafik sıkışıklığı problemiyle ünlü. Sadece bölgemizde yaşayanlar değil, bütün ülke biliyor bu durumu, haber bültenlerinde görmeyen ve gazetelerde okumayan kalmadı. Tıpkı trafik sorunu gibi, Körfez’de denizin kirlenmekte oluşu da, herkes tarafından bilinen ve yaşanan bir başka gerçek. Bazı sahillerimizde denize girenlerin çeşitli sağlık sorunları yaşadığını ve bunun her yaz tekrarlandığını fark etmeyen kalmadı. Bu gerçeği, hem halkımız, hem yaz turizminden ekmeğini kazanan işletmecilerimiz, hem yazlık konut inşa eden müteahhitlerimiz ve hem de bölgemizin atanmış veya seçilmiş bütün yöneticileri biliyorlar. Körfez kirleniyor ve acil önlem amlak gerekiyor. Öyleyse bu realiteleri dile getirmekten kaçınmak, söz etmemek, yok saymak yerine, böylesi savunma reflekslerini bir kenara bırakıp; gerçeği kabul etmek, sorunu doğru teşhis etmek ve tedaviye de bir an önce girişmek gerekmez mi? Bu son tespitin de altını çizelim lütfen.

 

Şimdi artık, ortak sorunlara odaklanalım. Örneğin, hepimizin sorması gereken soru şu olmalı: “Körfez neden kirleniyor?”.. Bu soruya verilecek, ne yazık ki sadece tek cevap yok.. Keşke o kadar kolay olsa. O nedenle, Edremit Körfezi’nin yapısını ve denizi kirleten unsurları tahlil etmek gerekiyor. Çözüm önerilerini tartışmak ise sonraki adım olmalı. Elbette yatırımlar da gerekiyor, fikir birliği ve ortak bir plan da.. Bu hususları, izninizle önümüzdeki hafta ele alalım.

YorumlarBu habere hiç yorum yapılmamış     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

2 + 7 = ?