Eski Çöp Depolama Sahalarının Islahı
ÇEVRE GÜNDEMİ
Değerli dostlar, geçen hafta kentsel yaşamın kaçınılmaz sonuçlarından biri olan katı atık sorununa değinmiştik. Mevcut taşımalı sistemin, sürdürülebilirliğine dair kamuoyunda tereddütler olduğunu da söylemiştik. Katı atık sorunundaki yegane çözüm, geri dönüşüm konusunu ciddiye almaktan, daha az çöp üretmekten ve her türlü katı atığı kaynağında ayrıştırarak değerlendirmekten geçiyor. Bu çözümler hayata geçirilene kadar, konuya pek çok kez geri dönmek zorunda kalacağız sanırım.. Öte yandan, geçmiş yıllardan miras kalan, vahşi çöp depolama alanlarının ıslahı (rehabilitasyonu) konusu da, mutlaka halledilmesi gereken bir başka önemli sorun. Zira, eski çöp depolama alanlarına artık katı atık bırakılmaması, tek başına çözüm anlamına gelmiyor. Çünkü eski çöplükler havayı, suyu, toprağı kirletmeye devam ediyorlar. Sizlerden gelen e-maillerde de, daha çok bu hususta sorular vardı. O nedenle, konuyu biraz daha açalım bu hafta.
Şüphesiz katı atıklara dair tespitler, sadece Balıkesir’e özgü bir hal değil. Ülkemizde, her ilde ve ilçede mutlaka en az bir adet vahşi çöp depolama alanı bulunuyor. Günümüzde, çevre konusuna bakış açısının kısmen değişmesi ve kamuoyunun bu yöndeki talepleri doğrultusunda, teknolojik gelişmenin desteği de alınarak, hem yerel yönetimler ve hem de merkezi yönetim, vahşi çöp depolama alanlarının ıslah edilmesi konusunda ciddi adımlar atıyorlar. Bu konuda, başarılı pek çok proje gerçekleştirildi. Uzağa gitmeye de gerek yok, Balıkesir’in girişindeki eski vahşi çöp depolama alanına, böyle bir proje uygulandı. Bilmeyenler, şimdi oradan geçerken eskiden çöplük olduğunu bile anlayamazlar. Ege kıyısındaki tüm ilçelerimiz de, kendileri için işte böyle bir uygulamanın hayata geçirilmesini talep ediyorlar artık.
Bu projelerde önce, çöp tepeleri kazılıyor, gerekirse taşınıyor, serilip sıkıştırılıyor. Sonra, gaz drenaj bacaları açılıyor, filtrelenip drene edileceği noktalar inşa ediliyor, çakıl ile dengeleme ve gaz drenaj tabakası örtülüyor. Kil serilerek mineral sızdırmazlık tabakası oluşturulması, toprak tabakası ile üstünün kapatılması, ağaçlandırma işlerinin yapılması, tel çitle sahanın çevrilmesi, yağmur drenaj kanallarının yapılmasıyla da işlemler tamamlanıyor. İlerleyen yıllarda ise, sahanın durumu sürekli takip ediliyor. Çünkü bu şekilde yerinde ıslah edilen çöplüklerin, tümüyle doğaya kazandırılması onlarca sene sürüyor. Yapılan işlemler ana hatlarıyla böyle. Bazen, eski vahşi çöp depolama alanlarının özelliklerine göre farklı uygulamaların yapılması da gerekebiliyor. Örneğin bazı çöp alanlarına belli bir eğimle şevlendirme yapılıyor, saha düzenlenerek sızıntı suyu toplama havuzu yapılıyor, yakınındaki akarsularla bağlantısını kesecek sızdırmazlık teknikleri uygulanabiliyor vb.. Bütün bu ıslah çalışmalarının hedefi ise aynı. Toprağın ve yer altı-yerüstü sularının kirlenmesini önlemek; çöp alanından çıkan gazların yangınlara ve patlamalara yol açmasını engellemek; daha sağlıklı ve temiz bir çevreye sahip olmak. Yıllardır Körfez bölgesinde yapılması beklenen de özetle budur. Edremit, Burhaniye, Ayvalık, Gömeç ve Havran çöplüklerinden, yıllarca yangınlar eksik olmadı. Artık bu alanlara katı atık atılmıyor ama her an tekrar yangınlar çıkabilir. Tehdit de oluşturabilir alevleri, günlerce için için yanabilir de. Diğer yandan her yağmur sonrasında, bu çöplüklerden sızan kapkara sular dereleri kirletmeye devam ediyor. Özetle, Ege kıyısındaki Balıkesir ilçelerinde bulunan eski çöp alanlarının ıslahı ve yeniden doğaya kazandırılması mutlaka gerekiyor. Bu, hem bizim yaşam sürelerimizde görmek, yaşamak istediğimiz bir kazanç olacak; hem de yarınlara böyle bir borcumuz var.
Peki, bu ıslahı kim yapacak? Yasalar bu görevi Büyükşehir Belediyesine vermiş. “İlçe belediyelerinin hiç sorumluluğu yok mu?” derseniz, elbette var. En azından bu sahalara yeni katı atıklar boşaltılmasını önleyebilirler. Park ve bahçe budama atıkları, anılan sahalara gitmese yeter. Zira budama atıklarını, halen metan gazı çıkan bu sahalara sermek, alenen yangınlara davetiye çıkartmak anlamına geliyor.. Islah görevini üstlenmesi gereken Büyükşehir Belediyesi’nin ise, karar vermesi gereken çok ciddi süreçler var önünde. Öncelikle işin maddi boyutu var. Kaynağı dışardan bulmayı, mevcut bütçeyi bu işle tüketmemeyi isteyecektir bütün seçilmiş başkanlar. Zira yapılacak öyle çok işleri var ki. Kronikleşmiş sorunların çözümüne ek kaynak bulmaları gerekiyor. Sonra, ıslah işleminin mevcut sahalarda yapılıp yapılamayacağı hususu da, belediyelerin bir başka önemli sorunu. İşin yetki tarafı onlarda ama sahanın mülkiyeti başkalarına ait ise, ıslah işlemleri biraz zorlaşıyor. Örneğin uzun vadeli kiralanmış sahaların, sahibine “alındığı gibi” teslimi taahhüt edilmişse ne olacak? Ya ıslah edilecek saha, tarım alanlarının ortasında kalmış veya çok yakınına kadar konutlar inşa edilmişse? Vaktiyle belirlenen çöp alanının yeri yanlışsa, stratejik bir hata varsa, çöp barajının imali kusurluysa? İşte böylesi hallerde, eski vahşi çöp depolama sahalarındaki birikintinin taşınması gerekiyor. Bu elbette önemli bir maliyet. Ayrıca cevaplanması gereken bir başka soru daha var: nereye taşınacak?
İşte bu noktada, bütçe ve maliyet unsurları kadar, bilimin de devreye girmesi gerekiyor. Zira o sahadaki çevre sorununu gidermek için, seçilecek yeni sahanın yeri çok önemli. Elbette bir başka saha gözden çıkarılamaz, birini kurtarmak için diğeri feda edilemez. Bu anlamda, Körfez’deki eski çöp alanlarında bulunan bütün birikimlerin, taşınarak Havran’ın Tepeoba Köyü yakınındaki maden çukuruna gömülmesi söylentisi, kamuoyunda önemli bir tedirginlik yaratıyor. Körfez’de yaşayanlar hem eski çöplüklerin ıslahını istiyorlar, hem de bu söylentideki işe akılları pek yatmıyor. Köye çok yakın, orman alanının ortasında ve Thebe antik kenti yakınında bulunan, terk edilmiş böyle bir açık maden ocağına çöplerin taşınması, hiç kimseye akılcı gelmiyor. Bunun iki nedeni var. Önce, bu ocağa yığılacak eski çöplerin doğayı kirletmeyeceğine dair bilimsel ve tarafsız bir çalışma yok ortada. Zaten çukurun dibinde zehirli suyla dolu bir göl var, bir de bunun üzerine eski çöpler mi yığılacak? Sızdırmazlık nasıl sağlanacak? Gaz çıkışı boruları bu derinliğe nasıl inşa edilecek?. Sonra, o sahayı çalıştıran şirket, bakanlığa verdiği taahhüdü yerine getirmeyip de, niçin burayı belediyelerin çöple doldurmasını istemekte? Vaktiyle “Şubat 2012 tarihinde hizmete alacağımız tesisimizin 13 yıllık proje süreci tamamlandıktan sonra çalışılan alanlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Uygulama Yönetmeliği çerçevesinde Rehabilite edilerek doğaya yeniden kazandırılacaktır” diyen Özdoğu Madencilik şirketinin faaliyeti sona erdi ama iki senedir bu sözünü yerine getirmiyor. Şimdi bu çukura çöp gömmek, “kolay çözüm” olarak ortaya konulabilir mi?
Körfez bölgesinde yaşayanlar, artık vakit geçirmeksizin eski çöp depolama alanlarının ıslahını istiyorlar. Burası çok net. Ancak, bunun için makul, bilimsel ve akılcı çözümler üretilmesinden yanalar. “Kolay” gibi görünen çözümler ise inandırıcı görünmüyor. Şirket bir maliyete katlanmıyor, yapması gereken işten kaçınıyorken; bölgemizde yeni ve çok önemli bir başka çevre sorunu yaratmamak gerek.
KUBİLAY S. ÖZTÜRK