Bu haber 539 kere okunmuş. 18.01.2018 Perşembe 07:18

Paylaş Tweetle Paylaş Yorum Yap

Televizyonda Sunay AKIN’n neşeli sohbetlerini ve özellikle tarihin geçmiş, bilinmeyen anılarını belgesel ve neşeli sohbetlerle bizlere sunumunu çok beğenirdim… Bu özellikte bir, geceleri bizlere Güre-Sarıkız Kazdağları Etnoğrafya müzesinde Murat-Uğur Bostancıoğlu kardeşlerinin bizlere armağanı bence alkışlamak yetmez, tüm organizasyonlarına çığ gibi büyüyerek ve Etnoğrafya müzesinin ayakta kalmasına katılımcı olmak hepimizin. Özellikle Edremit Körfezinde yaşayanlarımızın yaşam felsefesi olması gerekiyor kanaatimce. BİRİNCİ SÜPRİZ; Meral GÖRAL ablamız… geçmiş yılları, Babası Dr. Kamil ile başlayarak, okul yılları, Edremit çevresinin gelişimini, yemeklerimizi bizlere şiir dinletisi gibi sunmuştu. Hele gençlik okul yılları anıları Kerime Nadir romanlarını aratmamıştı. İKİNCİ SÜPRİZ; Mimar-Heykeltraş PINAR ÖKTEM… Babası; Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Tankut ÖKTEM’in vefatının 10 anma yıldönümünde, Cumhuriyet İlk Kadın Veterineri babaannesinden başlayarak, babasının okul yıllarını ve Körfezimizdeki hatta Türkiye’miz de ki heykellerini tanıtımını yaparken yine geniş bir seyirci kitlesi vardı. (Özellikle o gece Atatürk köşesi farklı bir anlam ve görüntü kazandı anılarımızda) ÜCÜNCÜ SÜPRİZ; İskender AZATOĞLU ile izleyici rekoru kırıldı bence. Koridorlar dahi ayakta boş yer kalmamıştı. Birinci bölümünde Dünyanın Kültür ve düzenini sonsuza dek değiştiren “KARANLIK ÇAĞ”ı anlatıldı. İkincisi sabırsızlıkla bekleniyor. Körfeze geldiğim 18 yıl önce AZATOĞLU ailesi tanımamın ve devamının Mutluluğu ve uzun yıllardır görmediğim bazı dostlarımla o gece sohbetle ayrı bir keyifli anı yaşadım. UNUTMADAN o gece Edremit’te yeni kurulan, 6 aylık geçici döneminde dayanışma ile hepimizin desteği gerekli “EDREMİTLİLER DAYANIŞMA VE KÜLTÜR DERNEĞİ” kuruluşu açıklandı. Bence EDREMİT KÖRFEZİ DAYANIŞMA VE KÜLTÜR DERNEĞİ” denilmesini tercih ederdim, o gece verilen tarihten alıntılarda tüm Edremit körfezi anlatılmıştı. Belki böyle bir dernekle Derneklerin genel merkezi olmuş olurduk. Ayvalık veya Küçükkuyu da bir şubemizde olurdu. Kazdağlarımız, Denizimiz ve Tarihimiz ortak olduğuna göre, dedim ya şahsi görüşüm, Kurucu üyelerimizi bu cabalarından dolayı kutlarım. Ateşten gömlek giydiler. Vivaldi operasının huzurlu melodisiyle başlayan Söyleşi, Kaynak bilgilerle, Harita ve fotoğraflarla anlatım bence müthişti. İlk bölüm, Tunç çağında-Edremit körfezinin Jeolojik-Jeoformolajik yapısını ve Burhaniye bölgesi, Deliktaşta anlatılanların öykü olmadığını ispatlayan! ”SAPHRA GÖLÜ”nü ve Strabon’un işaret ettiği İNBOĞAZI ve İNÖNÜ mağarasının öyküleriyle birlikte anlatıldı. M.Ö.600 yılları Balkandan-Anadolu’ya göç yılları, Asillerin sınıfı, Yazılar, Yunan yazısının doğuşu ve İLYADA destanı, Yurt ansiklopedisinde belgelenen Balıkesir gölleri… Beklenen ve Özellikle Ressam arkadaşların TROY-CANAKKALE sanatçı buluşmaları konusu için resim çalışma konusu TROVA savaşı (m.o.1250-1200) öncesinde AKHA güçlerinin ADRAMYTTEİON körfezine saldırıları, burada gelişkin yaşamak süren kentlerin yakılıp, yıkılma savaş anıları anlatıldı. TUNÇ çağında körfezin inanç sistemi konusuna geçildiğinde, anaerkil inanç yapılanması ve buna bağlı olarak bölgedeki tapınaklar, bölgeleri anlatıldı Kralların hayvan sayısına göre büyüklüğünü, sonradan altın devreye girerek tapınakların banka görevleri ve yakın tarihlerde Balya maden mühendislerinin, Havran, Çamlıbel-Şarlak, Burhaniye gibi bölgelerimizde yaptıkları gizli tarih ve altın arayışları öyküleri anlatıldı. Özellikle Madra dağındaki kaya sunakları açıklandı… (Uzay yer altı rotken çekimleri örnekleri verildi) Karanlık çağ sonrası kurulan Körfez kentleri ile ilgili bilgiler bundan sonraki günlerdeki 2. söyleşiye bırakılarak söyleşinin soru cevap bölümünde, Körfezin siyası yapılanması, günlük yaşam ve kadının toplumdaki rolü, Çanakkale savaşı ile Troya savaşı arasındaki paralellik konuların işlendiği şiir gibi gece 2.5 sonunda tamamlandı.