Bu haber 1633 kere okunmuş. 28/01/2024

Paylaş Tweetle Paylaş Yorum Yap

Kendime bir iyilik yaptım bunca zaman sırtımda ve içimde taşıdığım kokuşmuş agır yüklerimden kurtuldum. Beni aşağı çeken, yoran duygu ve düşüncelerden,  toksik ilişkilerin yerine beni geliştiren, büyüten durumları ve ilişkileri seçtim. Kötü ne varsa temizleyip çöpe atarak ruhumda beni iyileştirecek alanlara yer açtım. Karınca Misali'nden sonra Kurtuldum isimli ikinci kitabımla tekrar sizinle buluşmaktan mutluyum. İnsan ait olduğu yeri bulunca fırtına diner, bahar başlar sonra…

Sıfır kilometrede başlarız hayata. Doğduğumuz aileyi seçemeyiz. Yaşadığımız toplumun kültürü ve öğretileriyle yetişiriz. Tabular, dogmalar, öğrenilmiş yanlış davranışlar bizi bir kalıbın içinde sınırlar. Hayalimizdeki o karaktere bir türlü ulaşamayız. Zamanla yaşadığımız ilişkilerden aldığımız yaralar, doğru bildiğimiz yanlış alışkanlıklar, yeltenip de elde edemediğimizi düşündüğümüz başarısızlıklar, üst üste gelen hayal kırıklıkları… Ansızın hayatınızda devrim yaptığınız oldu mu? Ani kararlar verdiğiniz? Neden değişir insan? Aklınızdan neler geçiyor? Birçoğumuzun içinde olduğu durumlardan biraz sıralayalım: Şu an ki görünüşünden, konumundan, çevrenizdekilerin beklediğiniz derecede size kıymet veren davranış göstermemelerinden, unvanından, sağlığından da memnun olmayabilirsin. Uzun süren birlikteliğin ardından ayrılık sonrası bağımlılık, ilişki bitmesine rağmen hâlâ eski partnerinle hayal âleminde de olsa yaşamaya devam ediyor olman olabilir mi? Bu zamana kadar edindiğin acı tecrübelere sımsıkı tutunma, hayatın ve başkalarının yükünü de kendi sorumluluğun olmadığı halde üstüne alma yaşamın olumsuz yanlarını kucaklama sonucu; mutsuz, sağlıksız, ezik, beklentisi olmayan bitik bir insan hali. Yıllarca çocukluktan bu yana üstüme yığılan onca yüklerden kurtulmam şart oldu. Sonuçlar böyle olunca değişim kaçınılmaz yoksa ha mezarlıkta yatan bir rahmetliyiz ya da yoğun bakımda yaşayan biri. Hayat kalitesinin bozulması, organların yaşlanması, kendimi istediğim gibi görememek, benim yerime başkalarının tercih edilmesi canımı acıtıyor. Özel ve iş hayatımda hedefime, ruhsal yaşamda kendime ulaşamamam, “değişim” için son derece yeterli. Dinginleşerek, şifalanmak, huzura kavuşmak, evrensel enerjiye, siz neye inanıyorsanız ona kavuşmak mümkün. Sayısız yollar var… Hindistan’da bir keşiş olur Nirvana’ya ulaşırsınız, yüzyıllar ötesinden aşkıyla kendinden geçtiği sırada; “Enel-Hak” demesi gibi kendisini yok eden Hallac-ı Mansur olursunuz. Duyma engeline rağmen “9. Senfoni” vb. mükemmel besteler yapan Beethoven gibi… Van Gogh’un depresyondayken tedavi gördüğü akıl hastanesinde kaldığı odanın penceresinden dünyayı nasıl gördüğünü “Yıldızlı Bir Gece” eserinde tualine resmettiği gibi… Kırım Savaşı sırasında savaşta yaralı bereli, inleyen askerlerin acılarını dindirmeye, çalışan, tedavi ve bakımlarını yapan onları iyileştirmeye kendini adayan Florence Nightingale gibi… Ve daha bulduğumuz nice yollar bizi bizden, başkalarından, önümüze çıkan engellerden kurtardığı gibi deneyimlediğimiz olumsuzluklardan nasıl güzelliklerin doğduğunu yaşamımızı anlamlı hale getirdiğimizi gösterir bize. Dönüşüm tepeden tırnağa değişimle başlar. Kişi izlediği filmlerle, okuduğu kitaplarla, bulunduğu çevreyle, kimlerle daha çok vakit geçiriyorsa zamanla dönüşmeye başlar. Bambaşka karaktere evrilir. Geçmişteki kendisine yabancılaşır. Artık o eski Yeter’den, Mülayim’den, Memnune’den eser kalmaz. Yeter ki, içimizdeki özle aramızda olan katman katman kabuklardan, kalın duvarlardan kurtulalım. Anka kuşu olup, küllerinden yeniden doğabilirsin. Istakoz gibi kendi bedenine sığmıyorsan artık kabuğunu kır ve yeni senle yola devam et! Hazır mısın? Kurtuldum okumaya var mısın?

Saf sevgiyle

27.Ocak.2024

AYŞEGÜL AKAY

YAZAR