Namaz Vakitleri
Görüntülenen Şehir:   Loading
Puan Durumu Loading
Gazeteler
  • Akşam Gazetesi
  • Bir Gün Gazetesi
  • Bugün Gazetesi
  • Cumhuriyet Gazetesi
  • Dünya Gazetesi
  • Fanatik Gazetesi
  • Fotomaç Gazetesi
  • Güneş Gazetesi
  • Haber Türk Gazetesi
  • Hürriyet Gazetesi
  • Millî Gazete
  • Milliyet Gazetesi
  • Posta Gazetesi
  • Radikal Gazetesi
  • Sabah Gazetesi
  • Sözcü Gazetesi
  • Star Gazetesi
  • Takvim Gazetesi
  • Taraf Gazetesi
  • Türkiye Gazetesi
  • Vatan Gazetesi
  • Yeni Akit Gazetesi
  • Yeni Asta Gazetesi
  • Yeni Şafak Gazetesi
  • Zaman Gazetesi

Halil Biga, Dedesi Halil Bigayı anlattı

Bu haber 320 kere okunmuş. 12/05/2021

HALİL BİGA DEDESİ GAZİ HALİL BİGA'YI ANLATTI VE OĞUZ GEREN YAZDI

Bu akşam beni okulumuzun (Savaştepe İlköğretmen Okulu) değerli büyüklerinden Halil Biga ağabeyim aradı. Tam 57 dakikalık bir telefon görüşmemiz oldu. Anlattıkları beni çok etkiledi. Halen düşünüyorum ve gözüme uyku giremeyecek kadar çok trajik bir yaşanmışlık anlattı. Aynı ismi taşıyan baba tarafından dedesinin hayat hikayesi. 1878 yılında Burhaniye'de başlayan ömrünün gençlik yılları Osmanlı'nın son 12 yıllık savaş tarihi ile birebir. Dedesi ile çocukluğunda ve gençlik yıllarında sıkça anılarını anlatmasını istemiş. Şimdi düşünüyorum da o anlattıklarını zamanında neden ses kaydına almadım diyor. Önce Balkan Savaşlarına gidiyor. Balkan bozgunu olup savaş sonu 1 yıl sonra terhis olup köyüne geliyor. Geldiğinde Burhaniye'de Kaymakamlık binası yangınında nüfus kayıtları yanıyor. Yeniden nüfus kayıtları güncelleniyor. Halil dede savaşta olduğundan gıyabında yeniden nüfus kaydı tutuluyor. Nedendir bilinmez doğum tarihine 1901 yazılıyor. Derken 1914 yılında cihan harbi çıkıyor. 1916 Yılında savaşın en hararetli zamanında birleşik donanma Çanakkale boğazına dayanınca ek seferberlik ilan ediliyor ve Halil dede de resmi olarak 17 yaşında olduğu için seferberliğe dahil oluyor. Biga'ya gönderiyorlar. İhtiyatların ilk askeri eğitimi alacakları yerlerden biridir Biga. 17 yaşındaki acemiler beklenirken bakıyorlar Halil Dede bayağı yetişkin. Durumunu izah ediyor ve bakıyorlar Halil Dede savaş deneyimi olan bir gazi hemen onbaşı yapıyorlar ve acemileri eğiten onbaşılardan oluyor. Halil Biga ağabeyimin anlattığına göre birliğinin adı 27 nci Piyade Alayı. Bu birlik belli bir süre sonra cephe hattına sevk oluyor. Conk Bayırı konuşlandıkları yer. Burada haftalarca siper savaşına tabi oluyor. Aynı gün içerisinde aynı siperin üç defa el değiştirdiği zamanlarda kasık bölgesinden ağır yaralanıyor. Yaralı olarak İngilizlere esir düşüyor. Gökçeada hastanesinde tedavi görürken esir değişimi antlaşması ile yine yaralı halde iken İstanbul’a getiriliyor. Gümüşsuyu asker hastanesinde tedavisi tamamlanıyor. Kasık bölgesindeki yarası nedeniyle Burhaniye'ye köyüne dönmek istemiyor. Eşinin onu öldü bilmesini istiyor. Bu saikle askerlik şubesine gidip yeniden savaşa dahil olmak istediğini bildiriyor. Kabul ediliyor ve Irak'ta Kut'ül Amere'ye sevk oluyor. Buradaki ordumuz Kut'ül Amare'de büyük bir zafer kazanmış ve İngiliz birliklerini Dicle nehrinin doğusuna püskürtmüş ve her iki kuvvette birbirinden ilk hamleyi beklediği zamanlardır. Halil Dede'nin alayı en ileri hatta konuşlanan alaydır. Bir gece İngilizler bir baskın yapar. Arapların takviye yolunu ingilizler lehine kapatması nedeniyle takviye gelmez ve de geriye de çekilmezler. 1700 kişilik alay o gece teslim alınır ve esir düşerler. Halil Dede ve esir alayı önce Basra'ya getirilir. Ardından gemilerle o gün adı Birmanya olan bugün ise Myanmar'a getiriyorlar. Ormanlık bir alanda esir kampı oluşturuyor İngilizler. Baştan giyecek, yiyecek ve kalacak yer bakımından sıkıntı yoktur. Ancak zamanla kampa başka cephelerden esir Türk askerleri de gelmeye başlar. Bir ara kamp nüfusu 5000'leri bulur. Bu kadar kalabalığa Çin Hindi Demiryolu Kumpanyasında işçi olarak çalıştırmaya başlar İngilizler. Yiyecek barınma ve giyecek koşulları ağırlaşmaya başlar. Zaten iklim çok kötü. Muson yağmurları, aşırı nem, ağır çalışma şartları, tropikal haşere sokmaları ile başta sıtma, sarı humma ve tüberküloz olmak üzere birçok enfeksiyon hastalıkları kampı sarar. Halil dede kaldıkları yerlerin çalışma alanında hemen kazdıkları kuyuların içine girerek İngilizlerin bu çukurun üzerini demir kepenklerle kapatmasından mürettep olduğunu söylemiş. Gece yağmur yağmasın diye dua ederlermiş. Çünkü yağmur yağdığı vakit çukurlar su ile dolmaya başlıyor. Bu ağır koşullarda ölümler çoğalıyor haliyle. Halil dede 15 kişilik bir grupta. Hepsi de aynı yöreden. Balıkesirli. İngilizlerin başlarına tayin ettiği bir gardiyan ile din kardeşliği üzerinden ahbap oluyorlar. Myanmarlı gardiyanı bir gece ikna edip 15 Balıkesirli firar ediyor. Ve ölüm yolculuğu başlıyor. Dikkat çekmemek için 4 lü veya 5 li gruplara ayrılıp her grup kendi başına dönüşe geçiyor. Kah gemilere kaçak biniyorlar kah trenlere kaçak biniyorlar. Halil Dedeye göre bir tek kendi grubu dönebilmiş. 5 kişilermiş 3 ü sağ salim Balıkesir'deki köylerine dönebilmiş. Biri Kepsutlu biri de yine hemşerisi Dutluca köyünden biri. Diğer arkadaşları yolda ölmüşler. Burhaniye'ye gelmeden önce Bandırmada iken Yunan ordusu ilerlemektedir. Bu seferde Kuvvacı çetelerine dahil olur. Düzenli orduda bulunmaz. Bozüyük'ten memleketi Burhaniye ye kadar olan hatta Yunana karşı çete savaşında bulunur. Savaş biter ve köyüne gelir. Eşinden bir çocuğu vardır ve bıraktığında küçük olan çocuk ergenliğe doğru gitmektedir. Bu Halil Biga ağabeyin babasıdır. Eşi onun yaralı durumunu sorun etmez.

Halil Ağabeyimin babasının son çocuğu olarak dünyaya gelir. Dünyaya geldiğinde dedesi oğluna "buna benim adını ver" demiş. O da vermiş. Dedesi Halil ağabeyimi çok severmiş. Sürekli anlatmış başından geçenleri. Hele bir sözü vardı ki Oğuz'cum unutamam. Mektep görmemiş ama o cephe bu cephe koşmuş adamcağız. Dünyanın taaa öbür ucundan kopup memleketine zor şartlarda gelebilmiş adamın "Gazi paşa bu millete vatan diye bir kavram öğretti. Balkan ve Cihan savaşına giderken bizi hep Allah Muhammed aşkına." diye çağırdılar. Gazipaşa bize "VATAN" diye bir kavram öğretti. Vatanın kıymetini bil evlat derdi. Buraya kadar trajedik bir yaşanmışlık okudunuz. Asıl trajedi şimdi yazacaklarım. Halil Dede'nin anlattıklarını belgeleyecek herhangi bir devlet kaydı bulunamamış. Bir alay esir düşüyor Kut'ül Amere'de ama alayın isim listesi arşivlerde yok. Balkan savaşı celp kağıtları yine arşivlerde yok. Gümüşsuyu hastanesinde hasta kabul ve taburcu evrakları arşivlenmemiş. Garip bir ülkeyiz. Tarih yazma konusunda çok yeniyiz. İki nesil önceki atalarımıza ait devlet kayıtlarına erişemiyor dahası bulamıyoruz. Halil Biga ağabeyime kardeş önerisinde bulundum. En kısa zamanda İngiltere büyükelçiliğine git. Dilekçe yaz. Dedenin doğum tarihini, adını, memleketini ve lakabını yazacağın dilekçe olsun. 1916 Gökçeada hastanesindeki esir Türk askerlerinden araştır. Aynı dilekçede 1917 Myanmar esir kampından da sorgu iste dedim. İngilizler kadar dünya da arşiv saklayan başka ulus tanımam. Mutlaka dedenizin kayıtları onlarda vardır dedim. Gökçeada sahra hastanesi kayıtları, Myanmar esir kampında tutulan Türk askerleri isim listesi olmadı firar ettikleri güne dair soruşturma dosyası vesaire. Muhtemelen Halil dedenin beyanı esas alınarak kayıt yazmışlardır dedim. O yüzden doğum tarihini Osmanlının ona verdiği son doğum tarihi değil gerçek doğum tarihini yani 1878'i esas al dedim. Umarım Halil dedemizin kayıtlarına ulaşırsınız Halil Biga ağabeyim. Aslında bunlar ailelerin değil devletin yapacağı işler olması lazım. Onca Fen Edebiyat fakülteleri Tarih bölümü işsiz akademik diplomalı gençlerimiz var. Neden böylesi araştırmalar yapılmaz. Zamanında neden yapılmadığını anlarım. 1922 Yılında genç nüfusunu yitirmiş, köydeki okullara insan yokluğundan öğretmen atayamayan bir imparatorluk bakiyesi genç Cumhuriyet. Ya sonrası??.. Bu toplum geçmişini merak ediyor. Öyle yaşanmışlıklar var ki. Bir Anzak askerinin ailesine yazdığı mektuptan oskarlık film üreten bir zamandayız. Halil Dedenin yaşanmışlığı bunların yanında destandır. Dünyanın çeşitli bölgelerinde torunlarını bekleyen Şehit dedelerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Okuduğunuz için teşekkür ederim.

FATMA ZEHRA KÖSELEY

YorumlarBu habere hiç yorum yapılmamış     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

3 + 7 = ?