GÜNLER KISALMASA! (2)
Artık Eylüldeyiz!
Orta yerlerindeyiz!
Gündüzleri yaz, az biraz;
Geceleri ise sonyaz.
Eskimekte olan yeniyi,
sızlayan dişi andırmakta.
Günün hükmü de azalmakta,
biraz biraz.
Bunu fark etmiş olmalı
şair Yahya Kemal Beyatlı.
Diyor ya;
“Günler kısaldı.
Kanlıca’nın ihtiyarları,
Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharları.
Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa.
Yaz, hızla geçip gitmese, günler kısalmasa.”
Ve Yahya Kemal devamla;
“İçtik bu nadir içkiyi yıllarca kanmadık.
Böyle zevke, tek bir ömür yetmiyor, yazık!
Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor;
Lakin vatandan ayrılışın ıstırabı zor.
Hiç dönmemek ölüm gecesinden bu sahile,
Bitmez bir özleyiştir, ölümden beter bile.”
dediğinde zaman Eylül sonuna doğru.”
“Sabahları ağırdan alırken güneş,
Hoyrat bir ömür gibi
Gün ortasında iştiha ve şehvet dolu.
Gözle kaş arasında kaybolmakta
Sanki pür telaş içinde akşama doğru.
Yaklaşmakta “Eylül sonu.”
Çok şey, bir ilkyaz gibi başlamıştı?
Sonsuzluk aşkı kabarmış;
Kabaran dalgalar gibi taşmıştı.
Yükselen dağları,
Sonsuzlukları,
Dipsiz okyanusları
Bu aşk yaratmıştı!
Buna inanmış,
Gücün gücüne tapınmıştı.
Ömür denilen devasa kar yığını;
Kaçınılmaz sonyazın başında,
İlk damlacıkla erimeye başlamıştı.
Ah!
Her şey yeniden olsa,
Baştan başlasa,
Bu sayılmasa!
Tepede güneş
Uzun günler,
Nihayet bulmasa!
Her ne olsa da,
Sonyaz olmasa!
Bitmese bu muazzam
Bu muhteşem görkem,
Bağlansa dursa Abbas,
Yolcu olmasa!
Bir de
Günler kısalmasa!
YAVUZ CEMİL YAVUZ