Namaz Vakitleri
Görüntülenen Şehir:   Loading
Puan Durumu Loading
Gazeteler
  • Akşam Gazetesi
  • Bir Gün Gazetesi
  • Bugün Gazetesi
  • Cumhuriyet Gazetesi
  • Dünya Gazetesi
  • Fanatik Gazetesi
  • Fotomaç Gazetesi
  • Güneş Gazetesi
  • Haber Türk Gazetesi
  • Hürriyet Gazetesi
  • Millî Gazete
  • Milliyet Gazetesi
  • Posta Gazetesi
  • Radikal Gazetesi
  • Sabah Gazetesi
  • Sözcü Gazetesi
  • Star Gazetesi
  • Takvim Gazetesi
  • Taraf Gazetesi
  • Türkiye Gazetesi
  • Vatan Gazetesi
  • Yeni Akit Gazetesi
  • Yeni Asta Gazetesi
  • Yeni Şafak Gazetesi
  • Zaman Gazetesi

Derelerimizin Durumu – 3 –

Bu haber 806 kere okunmuş. 16/02/2021

Değerli dostlar, derelerimizin durumuyla ilgili söylenmesi gereken en önemli husus,  artık onların bir kirlilik taşıma aracı olmaktan kurtarılmasıdır. Eskiden olduğu gibi “su pisliği götürür” anlayışıyla davranılması, günümüzde artık mümkün değil. Nihayetinde, derelerin uzaklaştırdığı sıvı veya katı atıklar gidip denize boşalıyorlar ve Körfez’in çevresi de şimdi binlerce konutla çevrili bulunuyor. Doğa, eskiden insan nüfusu ve ürettiği kirlilikler bu kadar yoğun değilken yapabildiği gibi, bu atıklarla baş edemiyor, kendi dengesini yeniden kurarak temizlenmeyi başaramıyor. O nedenle artık dereleri kirlilikten korumak, aynı zamanda denizlerin kirlenmesini önlemenin de en temel adımı olarak kabul edilmek zorunda.

Fakat, Edremit Körfezi’ndeki akarsularda maalesef bu çağdaş anlayışa halen ulaşamadık. Yapılan bazı kamu yatırımlarına rağmen, halen derelerimiz ve çaylarımız yoğun bir şekilde kirlenmekte, dolayısıyla denizi de etkilemeye devam etmektedir. Denizin kirlenmesi, hem Körfez’deki canlı yaşamın ve hem de önemli bir gelir kaynağı olan yaz turizminin azalması anlamına geliyor. Elbette Körfez’i kirleten tek neden, derelerimizdeki kirlilik değil. Ancak en önemlilerinden biri olduğunu da belirtmek gerekiyor. Nitekim kıyılarımızdan, Mayıs-Eylül döneminde her 15 günde bir deniz suyu numunesi alarak tahlil yapan Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün ilan ettiği sonuçlara baktığımızda, özellikle derelerin denize döküldüğü ağızlardan sürekli olarak “kötü” değerler çıktığını görüyoruz. Derelerin kirliliğine dair tespitlerin en temel göstergelerinden birisi budur. Halen bazı kıyılarımızdaki “mavi” bayraklara rağmen, kamuoyunda Körfez’in genel olarak kirli olduğu tespiti hakimdir. Mavi bayrakların kalıcı ve güven telkin edecek şekilde dalgalanmalarının devamı için, halen çözüm bekleyen pek çok konu var. Bunların başında, Körfez’in temizliği amacıyla, karasal kirleticileri Körfez’e taşıyan derelere de kalıcı çözümler bulunması geliyor. Bu anlamda, derelerimizdeki kirletici unsurlara tek tek bakmakta fayda var.

Edremit Çayı, Eybek eteklerinden tertemiz başladığı yolculuğuna, önce Emin Kuyu çöplüğünün ortasından geçerek, sonra Edremit kent merkezinde üzerine boşaltılan kaçak kanalizasyonlardan etkilenerek, daha sonra tarımsal alan ve besi çiftliklerinin kirliliği ile tanışarak ve nihayet Zeytinli Arıtma Tesisi’nin hışmına uğrayarak Dalyan’da sona erdirmektedir. Çay’ın ağızından alınan deniz suyu tahlil sonuçları ise daima kötü çıkmaktadır. Ancak çayın döküldüğü yerin 500 metre ilerisinde Türban önü veya Altınkum’dan insanlar denize girmekte ve her yaz hastalanma vakalarında patlama yaşanmaktadır. Hastalıkların mide, bağırsak, deri ve gözlerde yoğunlaşmasına bakarak, streptekok ve koliformdan şüphelenmek yanlış olmayacaktır.

Kanlıçay, vaktiyle yaşanan sel felaketinden sonra, DSİ eliyle artık bir kanal görünümüne getirilmiştir. Ancak, Edremit Çayı ile birleşene kadar geçtiği kırsal yerleşimlerin her türlü zirai üretim atıkları, kimyasal ilaçlar, besi çiftliği atıkları ve kaçak kanalizasyon atıklarını taşıyan bir kanal olarak işlev görmektedir.

Sahilde İkizçay diye adlandırılan Zeytinli ve Kızılkeçili çayları, kırsal alandaki köylerin kanalizasyonlarını, her türlü tarımsal alan kirleticisini, eski Akçay çöplüğünün döküntülerini ve piknik alanlarının atıklarını denize kadar taşımaktadır. Yazın debisi düşen ve batarak yeraltından devam eden bu çayların, yerüstündeki yatakları tümüyle ortaya çıkmakta ve hangi kirleticileri taşıdıkları gözler önüne serilmektedir. Dere yatakları adeta bir naylon ve plastik tarlası görünümüne girmektedir.

Pina Deresi küçük bir akarsu olmasına karşın, içine sıkıştırıldığı beton cendere ile çoğu zaman kanalizasyon atıklarının Cemil Temelli mahallesi sokaklarına taşmasını engelleyen bir tahliye kanalı gibi kullanılmaktadır.

Güre Çayı, tarımsal alan kirleticilerinin ve jeotermal geri dönüş sularının tahliyesi görevini yerine getirmektedir.

Manastır Çayı, tarımsal kirleticilerin ve bazı özel tatil sitelerinin yetersiz kalan arıtma tesislerinin sözüm ona arıtılmış çıktılarını denize taşımaktadır.

Şahindere tertemiz bir doğanın içinden kilometrelerce akıp geldikten sonra, ne hikmetse Altınoluk’a girer girmez kararmaktadır. Kentsel alanda, bu dereye boşalan yegane kaynak ise sadece mevcut arıtma tesisi çıktılarıdır. Kirlenme özellikle yazın bu tesisin hizasından başlamakta ve derenin denize kavuştuğu ağızdan alınan numuneler hep kirli çıkmaktadır.

Narlı Çayı, kanalizasyon sistemi yapılıp, arıtma tesisi çalışmaya başladıktan ve çıktılarını denize bu çay vasıtasıyla aktarılmaya başladığından bu yana kirlenmeye ve kokmaya başlamıştır. İleri arıtma seviyesinde olsaydı bu tesis, elbette ki bu sorun yaşanmayacaktı.

Mıhlı Çayı, ki hem Edremit ilçemizin ve hem Balıkesir’in sınırını teşkil etmektedir batıda, bünyesine aldığı tarımsal alanların, besi çiftliklerinin ve piknik alanlarının tüm kirleticilerini denize taşımaktadır.

Son olarak, günümüzde Edremit’in 12 kırsal mahallesinden 11’nde maalesef tüm kanalizasyon atıklarının doğrudan en yakın dereye akıtılmakta olduğunu da söylememiz gerekiyor. Bunların içinde, Dereli gibi az nüfuslu yerleşimler de var, Ortaoba gibi yoğun nüfuslu kırsal mahalleler de var.

Dostlar, işte dereler bunca farklı kirleticiyle Körfez’i doldururken, arıtma tesislerinin mükemmel duruma getirilmesi halinde bile, deniz kirliliği sorunu bitmeyecektir. Bu anlamda derelerin temiz olması elbette çok önemlidir. Karasal kirleticilerin neler olduğu zaten bellidir ve çözüm de bu tespitler üzerinden mümkündür. Bugün Edremit’te denize kavuşan tüm akarsuların ağızlarında, deniz tabanının bir plastik yığınıyla kaplı olduğunu biliyoruz. Her sene, sarı zeytin polenlerini deniz yüzeyinde görünce veya baharda alg patlamasıyla denizde oluşan kızıl rengi fark edince, bunları kirlilik sananlara açıkça söylemek gerek ki, asıl kirliliğin sebeplerinden birisi bu plastik atıklardır. Vatandaşlarımız da, örneğin plastik malzemeleri piknik alanlarına götürdükleri gibi, dönerken de yanlarında geri getirip çöp toplama sistemine dahil ederek, temizliğe yardımcı olabilirler. Yerel yönetimler ise bu gerekliliği anlatacak uyarı levhaları, özendirici afişler ve gerektiğinde cezai işlemleri uygulamaya almak zorundadır. Bu görev, onların önemli bir faaliyet alanı olmalıdır. Yoksa dere kirliliği sorununa kalıcı bir çözüm getirmek oldukça zor. Sadece Edremit Belediyesi de değil, bu uygulamalarda Balıkesir Valiliği, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, BASKİ, DSİ 25. Bölge Müdürlüğü, Balıkesir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Balıkesir Sağlık Müdürlüğü, Edremit Kaymakamlığı, DSİ Edremit Şubesi, Orman İşletmesi, Milli Parklar, Edremit Sağlık İlçe Müdürlüğü’nü ve sivil toplum kuruluşlarını, temiz dereler amacıyla yan yana ve koordinasyon içinde görmek, hepimizin ortak dileğidir.

KUBİLAY S. ÖZTÜRK

YorumlarBu habere hiç yorum yapılmamış     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

7 + 7 = ?