Bu haber 428 kere okunmuş. 09/08/2022

Paylaş Tweetle Paylaş Yorum Yap

“AYVALIK CUNDA’DA BİR SANAT DOSTU; GÜHER MÖREL”

Fotoğraf sanatı teknolojik imkanlar ile günlük hayatımızın her anında, sosyal medyada sadece belgesel veya Selfi amaçlı kullanılırken görüntü kirliliği oluştu. “Bende çektim ne olacak, bu fotoğraf değil mi” diye görüntülerin doğallığı bitti ve makinenin kullandığı insan gurubu çoğaldı.

Halbuki Cep telefonu ile sanatsal fotoğraf çekmenin başarısına sahip olabilirsiniz. Kuralları ve eğitimi var. Duygular + Bakmak+ Görmek arasındaki farkı hisseden ve ışık ile zamanın ayrıcalığını bilen kişiler harikalar yaratabiliyor.İşte bu konuda örnek bir sanatçı; GÜHER MÖREL.

YAŞANILAN ÇEVREDE HER ANIN AYRINTISINA HİÇ ACELE ETMEDEN YAKINLAŞAN GÜHER MÖREL OBJEKTİFİ BİZLERE BU İLGİNÇ “TELAŞŞIZ” SERGİYİ SUNUYOR.

İstanbul sanat dünyasında sevilen, yaptığı işleri dergilerde yayınlanan, Fotoğraf sever Güher MÖREL hanımefendi,İPHONE telefonu ile çektiği özellikle grafik çizgi dolu sokak ve mimari anı fotoğraflarını Küratör çizgi ustası Tan Oral’in teşvikiyle seçtiği 30 adet Fotoğraftan oluşan sergisini “TELAŞSIZ” adıyla ilk önce İstanbul - Karaköy Galata sanat merkezinde, 4 yıl önce CUNDA - AYNA YEME İÇME OTURMA YERİ HOME’de Gündüz ARISOY anısına (Taş kahve yanı) ve Şimdi AYVALIK Sanat ve eğitime destek derneği –Barbaros Caddesi No:46’da Sanatseverlerin izlenimine sundu.(Sergi 15 Ağustos’a kadar devam edecek)

Kalabalık bir davetli katılımıyla Eserler beğeni ile izlenirken, Ayna personelinin sıcak ev sahipliği ve özellikle sundukları Girit Kabak Mücverinin damak tadı hafızalardan silinmeyecek bir anı olarak gerçekleşti.

TAN ORAL-Küratör duygularından,.. Öteden beri yaşadığı çevreyi izleyen insan, gördüğü biçimleri unutmamak, başkalarıyla paylaşmak isteği ile resmetmeye çalıştı. Fotoğraf bu dayanılmaz arzuyu, Tutku düzeyinde, ilk büyük kolaylığı getirdi, anında tespit yetmedi /.Yetmedi,fonetik haberleşme imkanına grafik beceriyi ide ekleyerek kişinin cebine giren bir mucizeye dönüştürdü. Çoluk çocuk herkesle yaşadığı bir dünyayı önce cebine indirdi, sonra dostlarına yolladı ve bu işe çok sevindi. Önü neşelendiren ne varsa onu anlamak, yorumlamak da kaçınılmazdı. Tam o noktada fotoğraf işlevini bir yana koyup, bireysel ifadeyi sahiplendi. Böylece vesikalık portreden, turistik manzaradan, aile albümünden bir sıçrayışla sanat dünyasının engin anlatım evrenine muhteşem bir adım attı...

GÜHER MÖREL anlatımından, HEDEFE VARMAK İÇİN KOŞMANIN GEREKMEDİĞİNİ ANLADIĞIMDA RUTİNDE GÖRÜLMEYENİ DE GÖRMEYE BAŞLADIM. Fotoğraf makinesinin, sıradan naif olan birçok şeyi seçilmiş ve özel olana dönüştüren bir yanı var. Makine ortaya çıktığında çoğu zaman coşkunun yerini mahcubiyet, doğallığın yerini yapaylık alıyor. Henri Cartier Bresson’un, “FOTOĞRAFI MAKİNE DEĞİL İNSAN ÇEKER”sözünüde düşününce yoluma bir süre cebimdeki küçük dev ile devam etmeye karar verdim. Çıkış noktam hep aynı idi, “Hayatı sadeleştirmek” izlediğim yol, geçmiş ve geleceğin esaretinden kurtulup anı yaşayabilmek, anı yakalayabilmektir ve “Telaşsız olmanın hazzına vardım.” Sevgili Tan Oral’ın cep telefonu ile çekilmiş fotoğraflarımı sergileme önerisiyle de Çoğaldım. Büyüdüm...

HAŞMET DEMİRBİL