- Anasayfa
- Ayşegül Akay
“TİYATRO İNSANI ANLATIR”

Tiyatro denince ve o sihirli dünyanın içine girince tabidir ki karşımıza Shakespeare çıkar. Shakespeare’in yaşadığı tarihler Rönesans’a denk geliyor. Bu tarihlerde klasik çağ kültürüne duyulan ilgi artmış; Ovidius, Homeros, Seneca, Plutarkhs gibi Yunan ve Latin yazarlarının eserleri İngilizceye çevrilmişti. Shakespeare de, eserlerini bu yazarların işledikleri konulardan esinlenerek yazdı. Bu bağlamda, Shakespeare’in başarısının seçtiği konulardan kaynaklanmadığı söylenebilir. Onun dehası, olaylardaki dramatik noktaları ortaya çıkarmasında ve söz sanatlarındaki ustalığında yatıyor. Örneğin, büyük bir miras olarak kabul edilen ilk toplu basım 800.000 kelime içeriyor ve 1.700’ü de Shakespeare ‘in ortaya çıkardığı kelimeler. “ Academe” ve “ zany” bunlardan sadece ikisi. Oyunlarında kurduğu cümleler de alışılmadık benzetmeler ve kişileştirmelerle dolu. İnsanı, “bir çiğ tanesi”, “bir toz parçası”; dünyayı, “tohuma kaçmış bir bahçe”; sevgiyi, ilkbaharda bir menekşe gibi erken açan, ömrü kısa çiçek, esip geçen bir kokuya benzetiyor ve kimi insanların yapabileceklerini “ doğumlarıyla sınırlanmış”, “en temkinli genç kız bile güzelliğini açıp yalnız gökteki aya gösterse yeterince tedbirsizlik yapmış sayılır” gibi, o güne dek duyulmamış söz oyunlarıyla betimliyor.
“ Bütün dünya bir sahnedir “ diyen Shakespeare, zekâsını yazdığı oyunlarla kanıtladı ve insanın her türlü ruh halini söze dökebildiği için de 500 yıldan beri büyüsünü sürdürüyor.
Kanımca diğer sanatlar da olduğu gibi tiyatro da seyredenlere; insana dair mesajlar veriyor, toplumun bir üyesi olarak özene dikkat çekiyor, insanı insana yakından tanıtıyor. Toplumun ve insanın yaralarına işaret ederken bilinçlendirip, sorunlara nesnel gözle bakılmasını sağlarken toplum duyarlılığını artırıyor en önemlisi birbirimizi anlamayı.
Yaşamın renkleri içinde uçuşurken tiyatroyu deneyimliyorum. Kadın temalı yazarı Kazım Eryüksel, yönetmenimiz Muazzez Gülek hanımefendinin olduğu “Adalet Adaleti arıyor” adlı oyunda yer almak amatör ruhuyla profesyonel heyecanla oyuncu arkadaşlarımla olmaktan büyük mutluluk duydum. Tiyatro oyunu seyirciyle aynı zaman dilimini paylaşmak aynı duygu ve düşüncelerde buluşmak, tebrikler benim için ve insan için çok motive edici.
Amatörce olsa bile bir tiyatro oyununda küçük dahi rölünüz varsa; ekip içinde dayanışmayı, topluluk önünde konuşmayı, vücut dilinizi kullanmayı, düşüncelerinizi eyleme geçirmeyi, estetik yönlerinizi geliştirme yollarını öğreniyorsunuz. Nice güzel insanlar yıllarca kamuda görev yaptıktan sonra içlerindeki tiyatro yeteneğini keşfedip farklı karakterlere bürünüp oyunlarını sergiliyorlar. Sahnede olmaktan haz alıyorlar. Gönüllü tiyatrocular karşılığında hiçbir şey beklemeden kendilerini mutlu ettiklerini ve beyin jimnastiği yaptıklarını, provalarda tiyatroya ayırdıkları vaktin kendilerini günün karmaşasından uzaklaştırıp, dinlendirdiğini söylüyorlar. Tiyatro iyidir, iyileştirir.
AYŞEGÜL AKAY
YAZAR