Tutsaklık sadece demir parmaklıkların ardında olmak değildir. Orası sadece bedeni hapseder… Ne insanlar var ellerinde kelepçe, ruhları özgür kuşlar gibi. Çevremize bir bakalım, herkesin bir şekilde tutsak olduğunu göreceğiz. Kimi bir insana, kimi aşka, kimi mutsuzluğa, umutsuzluğa... Ne yaparsa yapsın çıkamadığı yolu, bağlı olduğu bir kolu vardır. İstesek de istemesek de bu tutsaklıktır. Tek fark göründüğü gibi kelepçenin olmamasıdır. Tutsaklıklarla başa çıkmak bize düşüyor. Bedenimizin nerde nasıl olduğu önemli değil. Tutsaklık özgürlük olsun. Bu hayatımıza tutsaksak çıkmak bizim elimizde, bizim beynimiz de. Düşün ki bi fanusun içindesin çabaladın çok çabaladın olmadı çıkamadın, çıkamıyor olmak korkutmasın. Çabala sen çabalarsan özgürsün. Durup korktukça sen, sen olamazsın. Özgür hiç olamazsın. Hayat zorluklarla yani tutsaklıklarla dolu bir fanus. Sen yeter ki umutlu ol umut ettikçe varsın. Unutma! Korkma! Korktukça tutsak, umut ettikçe özgürsün…