“TEK YOL DEMOKRASİ”...
“TEK YOL DEMOKRASİ”
ULUSAL BÜTÜNLÜK
İÇ BARIŞ
Toplum gerildikçe gerilmekte.
Bu iş böyle nereye gitmekte?
Gelen bir daha da gitmek,
bırakmak istememekte.
Bu işlerin kuralı beli.
Seçimle gelenler elbet
seçimle de gitmekte.
Milletin bir yarısı,
iktidarlar yanlısı
değil diye dışlanıp
itilmekte.
Böylesi bir siyaset
toplumu bölmekte.
Bundan ülke, millet
büyük zarar görmekte.
İşler kötüye gitmekte.
En başta da iktidardan
sorumluluk beklenmekte.
Yetki kimdeyse sorumluluk
elbette onun üzerinde.
Bir ülkedeki devletin,
yukarıdan aşağıya,
aşağıdan yukarıya
her şeyiyle birlikte,
iğneden ipliğe,
tek bir partinin
hegemonyasında,
kontrolü altında
bulunması nasıl iştir?
Orada tek başına sandık
konulması, demokrasinin kağıt
üstünde olması neyi değiştirir?
Orada her şey bir şekilden
ibaret demektir.
Sadece bir surettir.
Yoktur; var gibidir.
Şöyle bir ülke düşünülse;
En başta cumhurbaşkanı,
meclisi, başkanı, bakanları
aynı partiden.
Komisyonları aynı partiden,
genel müdürleri, yardımcıları,
şube müdürleri, daire başkanları,
bütün müfettişleri de aynı partiden.
İl müdürleri, il müdür yardımcıları
ilçe müdürleri, yardımcıları da öyle.
Güvenlik güçleri de aynı partiden,
başlarındaki müdür, komutanlar da!
Banka müdürleri ve şube müdürleri,
milli eğitim, şube ve okul müdürleri,
bilumum ve bütün kurum müdürleri,
Yargı mensupları da aynı partiden!
Bütün yüksek yargı kurulları,
Yani hukuk aynı partiden!
Kanıt aynı, tanık aynı,
iddialar aynı partiden,
ceza da aynı partiden;
eh, daha ne kaldı geriye?
Hüküm de aynı partiden!
Ülkenin dahilinde ne varsa;
tatil kampı, toplama kampı,
aynı partiden!
Yasa, anayasa da aynı partiden.
Yorum aynı, sorun aynı partiden!
Hastaneler, hekimler, başhekimler;
hapisaneleri, gardiyanları da öyle!
Valileri, kaymakamları, belediyeleri,
daha daha neleri; hepsi aynı partiden!
Bütün atanmışları, atanacakları aynı!
Sözde seçilmişler, sözde kazanmışlar,
kazanacaklar ve kazanmamışlar da
hepsi aynı partiden!
Geneli, özeli, bütün televizyonları;
haberleri, habercileri, spikerleri;
gazeteleri, gazetecileri, köşe olmuş
köşeli yazarları da aynı partiden!
Üniversiteleri, rektörleri, dekanı,
profesörleri, YÖK daha neleri…
İlim aynı partiden, adamları da öyle!
Zenginleri, fakirleri de aynı partiden;
Fakfukfonu, kömürü, çamuru aynı;
din, diyanet, ibadet aynı partiden;
korku, kuşku da aynı partiden!
İşsiz milyonları aynı partiden;
aç biilaç ölenleri de aynı!
Seçim-geçim, sandık-sayım;
Oyyylar aynı partiden!
Dün, bugün, yarın aynı,
tarih aynı partiden!
Velhasıl millet aynı partiden;
iliklerine kadar devlet aynı partiden!
Her şey dahil; her şey aynı partiden!
Şükürler olsun, ülkemiz bu değil!
Tanrı, düşmanlara da vermesin;
söz, elbette ülkemizden dışarı!
Vazgeçilir mi hiç yerliden;
vazgeçilir mi ki milliden!
Hakim tek bir partiden!
Evet, ben vazgeçerdim.
Ülkemizde diyelim;
ilk seçimde CHP
iktidar olsun.
İktidarı öyle olsun;
“demokrasi” hani
nerde, derdim.
Bir gün durmaz,
hemen vazgeçerdim.
YAVUZ CEMİL YAVUZ