“HUZUR-BARIŞ-GÜVEN” İÇİN
Bir ülkede, huzur-barış-güven içinde
yaşamayı en çok isteyen halktır.
Çünkü huzur-barış, en çok da
Halkın yararınadır.
Ancak huzur-barışı kurmak için
adalet, olmazsa olmazdır.
Nicedir, sürekli gerilim içindeki ülkemiz,
bu prangadan kurtulmalıdır; ama nasıl?
Bu durumda artık her yurttaşın, particilik
taraftarlığı dışından da yaklaşarak, konuya
akıl, vicdan ve yurtseverlik penceresinden
bakabilmesi sorumluluğu vardır?
Bir ülkede her şeyden önce, tam demokrasi
kurulmadan, huzur-barış kurulabilir mi?
Yüzde on seçim barajı, lider sultasına dayalı
siyasi partiler yasası, ağzını açıp hak arayana
baskıların daniskası, en küçük bir muhalefet
çıkışının bile hemen gözaltılarla bastırılması,
temel hak ve özgürlüklerin gittikçe budanması,
medyanın baskı altına alınması, üniversitelerin,
sendikaların susturulması ve insanların
gölgesinden korkar olması karşısında,
huzur, barış, güven nasıl yaratılır?
Bir ülkede yargı bağımsızlığı ve hukukun
üstünlüğü sağlanmadan huzur, barış, güven
sağlanabilir mi?
Adalet yoksa huzur-barış var olabilir mi?
Adalet duygusu toplumda günden güne
sanki hepten kaybolmakta.
Hukuka-adalete olan güven, nicedir ağır
ve derin yaralar almakta.
Yaşanan acı gerçekler vicdanları kanatmakta.
Toplumda en temel konularda toplumsal rıza
yaratılmadan, huzur ve barış kurulabilir mi?
Ülke bütünlüğü, ulusal birlik, laik cumhuriyet,
demokrasi-adalet, toplumsal rızanın mutlaka
yaratılması gereken alanlar olmalıdır.
Bu alanlar ne yapıp edip korunmalıdır.
En önemlisi de ülkemize karşı dışarıdan
kaynaklanabilecek her türlü saldırılara
karşı, ulusal birlik-toplumsal dayanışma
ruhunun daima diri ve ayakta tutulması,
en yaşamsal zorunluluktur.
Bunu sağlamak da iktidarların boynunun
borcudur.
Tam demokrasi ile içeride sağlanacak olan
huzur, barış ve güven, bunun yoludur.
Fakat ne yazık ki iktidar bu konuda hem
sorumludur, hem de sorunludur.
Toplumda bir yandan huzur-barış ve özlemi
artsa da inanç ve güven azalıp kaybolmakta.
Çünkü iktidardan kaynaklı sürekli gerilim
siyaseti, toplumda güvensizlik yaratmakta.
Ulusal birliği ve toplumsal dayanışmayı
zayıflatmakta.
Bu gerçekler, orta yerde durmakta.
Ülkede olanlar, akla-vicdana sığmamakta.
O halde ne olacaksa ülkede bundan sonra,
yurttaşların sağduyusunda…
Huzur, barış, güven ortamında laik,
demokratik, Atatürk Cumhuriyeti
ilkelerine bağlılıkta…
YAVUZ CEMİL YAVUZ