SAADET PARTİSİ EDREMİT İLÇE BAŞKANI AHMET PINAR’DAN BASIN AÇIKLAMASI
Saadet Partisi Edremit İlçe Başkanı Ahmet Pınar 3 Aralık Dünya Engelliler Günü rolayısıyla bir basın açıklaması yaptı. Saadet Partisi Edremit İlçe Başkanı Ahmet Pınar yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi: İdrak edeceğimiz 3 Aralık Dünya Engelliler Günü hepimiz için büyük anlam ve mana taşır. Bir ülkenin gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergelerinden birisi, engelli vatandaşlarına sağladığı refah düzeyidir. Onlara engelsiz bir hayat sunmak, gerek devlet, gerekse millet olarak hepimizin öncelikli görevidir. Bu vesile ile; engelli vatandaşlarımızın her birine mutlu, huzurlu ve güvenli bir hayat diliyorum. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü tebrik ediyorum. Engelli Dostu Projeler Hayata Geçirilmeli Engelli vatandaşlarla ilgili ayrıntılı istatistikler tutulmalı ve gelişmeler takip edilmelidir. Evlenmek isteyen yetişkin engellilerin, yuva kurmalarına yönelik engelli dostu aile-evlendirme politikaları geliştirilmelidir. Engelli bireylere yönelik eğitim hizmetleri güçlendirilmelidir. Engelli Bireylerin Çalıştırılması Teşvik Edilmeli İşgücü niteliği taşıyan engelli bireylere yönelik mesleki rehabilitasyon faaliyetleri güçlendirilmeli ve bununla ilgili olarak İş-Kur çatısı altında özel meslek eğitim kurumları oluşturulmalıdır. 50 ve üzeri işçi çalıştıran iş yerlerinde engelli bireylerin çalıştırılması teşvik edilmelidir. Kamudaki kota arttırılmalı ve tamamına atama yapılmalıdır. Engelli işgücüne, talep üzerine ‘ev ortamında çalışma’ gibi alternatif istihdam imkânları sağlanmalıdır. Engelli işgücüne uygun iş imkânları sunulmalıdır. Tedbirden Önce Destek Açıklanmalıydı Kovid-19 salgını ile karşı karşıya kaldığımız ciddi tablo hepimizin malumu. Ne yazık ki; ekonomik ve psikolojik kaygılar, milletimizin sağlığının böyle bir tehlike ile karşı karşıya getirilmesine sebep oldu. Bugüne kadar rakamlar düzgün bir şekilde topluma aktarılmadığı için, büyük bir artış olmuş gibi gözüküyor. Gerçeklerin gizlenmesinin bu salgına hiçbir katkı sağlamayacağını bilmenizi isterim. Şimdi gelinen noktada iktidar salgın ile ilgili yeni tedbirleri açıkladı. Tedbir almak şart mı? Evet! Ama bir ileri, iki geri doğru bir yaklaşım değil; bunu da ifade etmek istiyorum. Bu yasak kararı alınırken, ekonomik sıkıntılar dikkate alınmazsa; ülkemizde başka sıkıntılar doğar ilerde. Lakin bir devlet, tedbirden önce millete yapacağı desteği açıklaması lazım gelirken; Mart ayından bu yana bu millete kredi dağıtıp, bankaya borçlandırmaktan başka doğru düzgün bir destek verilmedi. Bakınız şimdi, hafta sonu sokağa çıkmak yasak; lakin evini günlük kazandığı yevmiye ile geçindiren yüz binlerce insanımız var. Bu insanların durumu ne olacak? Kahvehaneler ve lokantalar kapandı, kahvehane ve lokanta esnafı perişan durumda bu esnaf ne yapacak. Servis şoförleri ve okul kantinleri aynı sıkıntıları yaşıyorlar. Hani biz çok zengin, IMF’ye borç verebilecek bir ülke idik. Söylemler böyleydi fakat eylemler vatandaşa IBAN numarası vermek oldu! Bu noktada bir çağrıda bulunmak istiyorum; çok acil bir şekilde esnafa faizsiz destek kredileri sağlanmalı ve Türkiye’de her haneye verilecek şekilde nakit desteği yapılmalıdır. Asgari Ücret Zam Komisyonu Bildiğiniz üzere asgari ücret tespit komisyonu, ilk toplantısını 4 Aralık günü yapacak. Hemen belirtelim ki; bugün Türkiye şartlarında, asgari ücretliye ödenen 2 bin 324 lira seviyesinde tutulması mümkün değil. Bakınız bugün ülkemizde açlık sınırı; 2.482 lira, yoksulluk sınırı ise 8.085 lira civarındadır. En azından iktidar, sene içinde açlık sınırı yükseliyorsa; işçi ücretlerini de o seviyeye çıkarması icap eder. Şu an yapılması en basit iş, asgari ücret üzerindeki vergilerin kaldırılmasıdır. Vergiler kalkınca, asgari ücret 3000 liraya yaklaşıyor. Aradaki fark, vergi, harç ve sigorta primlerine gidiyor. "İlk adım olarak bunu kaldırıyoruz" deseler, ne işveren ne de işçi mağdur edilecek. Pandemi süreci ve ekonomik kriz derken, insanımızın artık fedakarlık yapacak takati kalmadı. İnsanımız zaten yeterince fedakarlık yaptı. Zam üstüne zamlar, hayat pahalılığı derken; destek beklediği noktada İBAN gönderip para istediniz, bu necip millet, çıkardı o parayı da verdi. Lakin sıra şimdi iktidarda! İşçinin ve işverenin mağdur edilmeyeceği şekilde bir zam düzenlemesi yapmak zorundadır. Ekonomimiz Büyüyormuş! “Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 6,7 büyümüş…” Hikâye bu kadar... İşsizlik azalmıyor, geçim sıkıntısı ortadan kalkmıyorsa, borcun yüz milyarlarca dolar seviyesine çıkmışsa; ekonominin doğru yolda olduğunu söyleyemezsiniz. Çarşı-pazar el yakıyor! Esnaf kan ağlıyor! İşsizlik her geçen gün artıyor! Ülkemizde Zihniyet Değişimi Şart Son zamanlarda çokça üzerinde durduk; bu arkadaşların, ne yazık ki zihniyetinde problem var. O sebeple; günü kurtaran tedbirlerle bu ülkenin ayağa kalkması mümkün değil. İşte bunun en son örneği; Fuat Oktay, 10 milyon liralık Mercedes'i için; "devleti temsilen biniyorum” diyor! Yani kısacası; "itibardan tasarruf etmeyiz" diyor! Bakınız; Hz. Ömer’, Sasani ve Roma elçileri karşısına yamalı elbise ile çıkmamasını tavsiye edenlere karşı bu teklifi reddetmiştir. Lafa gelince Ömer’in adaleti ve yönetim anlayışı diyorsunuz; lakin icraata gelince Kisra gibi yaşıyorsunuz! İtibardan tasarruf etmek zorundasınız, bu millet, günde 10 milyon lira sizin saray masrafınıza yetişmek için çalışmak, çabalamak zorunda değil! Milletin yediği kadar yemeden, milletin giydiği kadar giymeden; insanımızın derdini anlayamazsınız da çözemezsiniz de. Türkiye’de Kriz var Millet Aç ve İşsiz. Millet iş beğenmiyor değil, iş bulamıyor! Gidin bu sözü, İŞ-KUR önünde kuyruklarda bekleyenlere söyleyin. Gidin bu lafınızı, iş bulamadığı için AVM’de tezgahtarlık yapmak zorunda kalan makina mühendisi, elektrik mühendisi gençlere söyleyin. Aşı üretiminde çalışması gerekirken; paket serviste kuryelik yapmak zorunda kalan kimya mezunu Biyoloji mezunu gençlere söyleyin. Devletin Ana Politikası Adaleti Tesis Etmek Olmalı İktidar, bu ara her yaptığı icraata; "devlet politikası bu" diye bir kılıf uyduruyor. Kişiye göre değişen devlet politikası olmaz! Sabah başka, akşam başka olan bir devlet politikası olmaz! Devlet politikasının üç önemli unsuru vardır. Bir; ülke sınırlarının korunması. İki; içeride asayiş ve güvenliği sağlamak. Hükümet kim olursa olsun, huzur ve güvenliği sağlamakla mükelleftir. Ancak bu mafya ile olmaz, suç örgütü liderlerini kahramanlaştırarak hiç olmaz! Üç; devlet politikası, adaleti kâmil manada tesis etmektir. Çünkü adalet herkese lazımdır. Bugün istismar ettiğiniz adalet, gün gelir kendi ayağınıza dolanır. Hemen her basın açıklamamızda, ısrarla adalet diyoruz. Neden? Çünkü adalet konusunda endişelerimiz maalesef azalacağına, her geçen gün daha da artıyor. Tekrar söylüyorum; adaletin tesisi, bir devlet politikasıdır. İktidara başka Muhalefete başka adalet olmaz.