Namaz Vakitleri
Görüntülenen Şehir:   Loading
Puan Durumu Loading
Gazeteler
  • Akşam Gazetesi
  • Bir Gün Gazetesi
  • Bugün Gazetesi
  • Cumhuriyet Gazetesi
  • Dünya Gazetesi
  • Fanatik Gazetesi
  • Fotomaç Gazetesi
  • Güneş Gazetesi
  • Haber Türk Gazetesi
  • Hürriyet Gazetesi
  • Millî Gazete
  • Milliyet Gazetesi
  • Posta Gazetesi
  • Radikal Gazetesi
  • Sabah Gazetesi
  • Sözcü Gazetesi
  • Star Gazetesi
  • Takvim Gazetesi
  • Taraf Gazetesi
  • Türkiye Gazetesi
  • Vatan Gazetesi
  • Yeni Akit Gazetesi
  • Yeni Asta Gazetesi
  • Yeni Şafak Gazetesi
  • Zaman Gazetesi

ERDAL EREN, BURHANİYE’DE ANILDI

Bu haber 832 kere okunmuş. 18.12.2019 Çarsamba 11:03

Erdal Eren’in 39. Ölüm yıldönümünde Burhaniye Demokrasi Bileşenleri tarafından yapılan basın açıklaması ile anıldı. Cumhuriyet Meydanında Demokrasi Bileşenleri tarafından hazırlanan basın açıklamasını Remzi Demir okudu. Basın Açıklamasında şöyle denildi: Bugün, 13 Aralık 1980 tarihinde henüz 17 yaşında iken asılarak idam edilen Erdal EREN'İ ve onun şahsında faşizme karşı mücadelede katledilen yiğit evlatlarımızı anmak için toplandık. 12 Eylül Askeri Faşist darbesi, kapitalist sistemin burjuva demokrasisi aldatmacasıyla, emekçi halkın istediği gibi yönetemediği koşullarda gerçekleştirildi. Dünümüze ve bugünümüze yaşattığı insanlık dışı katliamların damgasını vuran tarihçesini oluşturdu. Darbe koşulları; sendikaları, işçi ve öğrenci örgütlerini ve demokrasi güçlerini hedef almış, gençlik ve işçi önderlerini yok etmeye çalışmıştır. Erdal, askeri faşist darbenin bütün pervasızlığını sergilediği böylesi bir ortamda, 13 Aralık 1980'de 17 yaşındayken yaşı büyütülerek katledildi. Erdal'ı asarak, Sinan SUNER'i ve Ercan KOCA'yı işkencede ve sokakta infaz ederek katleden Faşist darbeciler, ekonomik ve sosyal sistemi kendi ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendirdiler. Erdal EREN, burjuva gericiliğine karşı işçi sınıfının saflarında mücadele eden bir genç olduğu için katledildi. Burjuvazinin sınıf kini, burjuva demokrasisi aldatmacasının gerçek içeriğini bir kez daha gözler önüne serdi. Erdal EREN'i katledenler bu sayede, işçi sınıfının Devrim ve Sosyalizm mücadelesini boğmayı, işçi sınıfının kaderine kendi kaderini bağlayan gençliğin mücadelesini sindirmeyi hedeflediler. Ancak Erdal'ın halkına bağlılığı, Sosyalizme olan inancı, işkence ve idam karşısında aldığı yiğit tutum, onu emekçi halkın gönlünde ve bilincinde ölümsüzleştirdi. Erdal EREN ismi gençlerimizin benliğinde, zorbalığa ve baskıya karşı bir sembol olarak büyürken, Erdal'ı asarak idam edenler vicdanlarda mahkûm oldu. Tarih faşist cuntacıları ve destekçilerini utançla mahkûm etti. Erdal'ın insanlık dışı uygulamalara karşı yiğitçe direnişi, baş eğmez ve uzlaşmaz tutumu, Türkiye İşçi sınıfı ve devrimci gençliğine en değerli miraslardan birini bıraktı. Faşist diktatörlük, bütün gücüne, baskısına ve katliamlarına rağmen 17 yaşında bir gencin taviz vermez tavrıyla yenilgiye uğratılabilir olmuştur. Sermayenin sahibi olan sınıf, kendi varlığını ve geleceğini garanti altına almak için gençliği baskı altında tutmak için, eğitim sisteminden başlayarak, yaşamın her alanında ifade ve düşünce özgürlüğünün önünde duvarlar ördü ve bu duvarları tahkim etmeye devam ediyor. Bu talan ve soygun sisteminin sahipleri ülke gençliğini, kendi gerçek sorunlarını görmez hale getirmek, sanal bir dünyada insanlık değerlerine yabancılaşmış kişiler haline getirmek için her yolu ve yöntemi denedi ve denemeye devam ediyor. Bir yandan gençliği bu sömürü ve katliamlar düzeninin değişmezliğine ikna etmek amacıyla eğitim sistemini her gün daha da gericileştirip, düşünmeyen, sorgulamayan bir gençlik idealini gerçekleştirmeye çalışırken, diğer yandan gençleri katletmeye devam ederek, sinmiş teslim olmuş, korkutulup bencilleştirilmiş bir ruh halini gençlerde yaygınlaştırmaya çalışmaktadır. Ama biz biliyoruz ki, tarihin akışı tersine çevrilemez. Nasıl ki 12 Eylül Faşizminin o devasa ceberut devletinin gücü, 17 yaşında bir devrimci gencin direnişiyle istediği amacı gerçekleştirememişse, burjuvazinin bütün oyunlarına ve aldatmalarına rağmen Türkiye Emekçi Sınıflarının gençliği de, Demokrasi ve Sosyalizm mücadelesinden ödün vermeyerek, bu yozlaşmaya ve yok oluşa izin vermeyecektir. Gençler; baskıya, zora ve faşizme karşı mücadelenin hep en önünde saf tuttular ve bugün de tutmaya devam ediyorlar. Erdal Eren'le birlikte binlerce genci, işkencelerle, faili meçhullerle, yargısız infazlarla, cezaevlerindeki sistematik imhalarla katleden Faşist Diktatörlük bütün emellerini gerçekleştiremedi elbet. Ancak 12 Eylül Askeri Faşist darbesi ve onun 39 yıldır süregelen kurumsallaşmış uygulamaları Türkiye Halklarına, emekçi sınıflara, toplumsal yaşama ve insani değerlere büyük zararlar verdi. Toplumsal sorunlar kronikleşerek büyüdü, ahlaki çöküntü ve yozlaşma toplumsal yapının en küçük hücresine kadar sirayet etti. Darbenin yarattığı kurumlar, darbenin yarattığı hukuk, darbenin yarattığı ekonomik ve sosyal ilişkiler ve darbenin yaratmaya çalıştığı iktidar etme biçimi bütün varlığıyla devam ediyor. Geçmişte darbeci generallerin ülkeye yaşattıkları, bugünün iktidarlarınca tekrar ve daha etkili şekilde hayata geçirilmeye çalışılıyor. Yüzlerce gazeteci ve yazarın düzmece delillerle ve göstermelik mahkemelerle cezaevlerine doldurulduğu, yüz binlerce kamu emekçisinin yargılamaya dahi ihtiyaç duyulmadan mesleklerinden çıkarıldığı gerçeği 39 yıl öncenin değil, bu günün gerçeğidir. Her türlü hukuksuzluğun uygulamada olduğu Olağanüstü Hal Uygulaması içeriği ve uygulamasıyla süreklileştirildi. Grevler yasaklanıyor, yayınevleri, televizyonlar, gazeteler el koyma suretiyle kapatılıyor. 12 Eylül Askeri Faşist darbesinin sonuçları 39 yıl sonra daha hissedilir halde bu halka yaşatılmaktadır. Ekonomik ve sosyal krizlerin etkilerinin her geçen gün daha hissedilir hale geldiği bu günlerde, halk işsizlikle, yoksullukla ve geleceksizlikle mücadele etmek zorunda bırakılmışken, sistemin sahipleri sürekli zenginleşiyor ve sorgulanamaz hale geliyor. İçeride ve dışarıda sürekli savaşı ve hamaseti kutsayan siyaset, büyük bir demogojiyle halka yutturulmaya çalışılıyor. Ancak ne 12 Eylül Askeri Faşist darbesinin Anayasasının, ne de OHAL koşullarının yarattığı imkânlarıyla, artık eskisi gibi yönetmeleri olanaklı görülmüyor. Siyasal iktidar, bütün baskılarına ve yalanlarına rağmen ülke gençliğini ve emekçi halkı bütünüyle teslim alamamıştır. Eşitlik ve özgürlük isteği her an giderek güçleniyor. Adalet, barış ve bir arada yaşamdan yana olan irade giderek güçleniyor. Bugün, Irak'tan Şili'ye, Lübnan'dan Bolivya'ya, Sudan'dan Fransa'ya kadar gelişen, ülkemizde de yansımasını bulan işçi ve halk hareketleri, bizlere artık eskisi gibi yönetemeyeceklerini gösteriyor. Türkiye'de ve dünyada gelişen halk hareketleri önemli dinamiğini gençlikten ve onun değişime olan özleminden almaktadır. Bugün ülkemizde ve dünyamızda yaşanan koşullar ve gelişmeler, Erdal olmanın önemini bir kez daha göstermektedir. Gerçek demokrasiye, adalete ve özgürlüğe ancak mücadeleyle kavuşacağımızın bilinci ve inancı ile Devrim ve Sosyalizmin gerçek kurtuluş olduğunu bir kez daha kavrıyoruz. Bir kez daha Erdal'ın sözleriyle haykırıyoruz dendi. Haber ve fotoğraf: Şenol TORLAK

YorumlarBu habere hiç yorum yapılmamış     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

7 + 6 = ?