Namaz Vakitleri
Görüntülenen Şehir:   Loading
Puan Durumu Loading
Gazeteler
  • Akşam Gazetesi
  • Bir Gün Gazetesi
  • Bugün Gazetesi
  • Cumhuriyet Gazetesi
  • Dünya Gazetesi
  • Fanatik Gazetesi
  • Fotomaç Gazetesi
  • Güneş Gazetesi
  • Haber Türk Gazetesi
  • Hürriyet Gazetesi
  • Millî Gazete
  • Milliyet Gazetesi
  • Posta Gazetesi
  • Radikal Gazetesi
  • Sabah Gazetesi
  • Sözcü Gazetesi
  • Star Gazetesi
  • Takvim Gazetesi
  • Taraf Gazetesi
  • Türkiye Gazetesi
  • Vatan Gazetesi
  • Yeni Akit Gazetesi
  • Yeni Asta Gazetesi
  • Yeni Şafak Gazetesi
  • Zaman Gazetesi

MUHARREM İNCE AYVALIK’TA YAŞAYANLARA SESLENDİ, RAHMİ BAŞKANI SİZE, SİZLERİ ALLAHA EMANET EDİYORUM

Bu haber 550 kere okunmuş. 27.03.2019 Çarsamba 07:33

CHP'li Muharrem İnce, Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde partisinin düzenlediği mitinge katılıp, Belediye Başkan Adayı Rahmi Gençer’e destek verdi. Mitingde ilçe sakinlerine seslenen İnce, seçim zamanı siyasetçilerin meydanda geçimin, mutfağın ve yemekte et mi dert mi, aş mı taş mı piştiğinin konuşulması gerektiğini belirterek, " Bu seçimin sloganı şu; yiğit muhtaç olmuş kuru soğana nasıl oy vereceksin seni soyana?" diye konuştu. CHP, 31 Mart seçimleri öncesi Ayvalık’a üst üste çıkarma yapıyor. CHP, Grup Başkan vekili Özgür Özel’in ardından, 25 Mart Pazartesi günü Muharrem İnce’yi Ayvalık’ta yaşayanlarla buluşturdu. Millet İttifakı Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer’e destek için Ayvalık’a gelen İnce, Cumhuriyet Meydanı’nda halka seslendi, miting yaptı. Ayvalık Belediye Başkanı ve Millet İttifakı başkan adayı Rahmi Gençer, CHP Balıkesir geçmiş dönem milletvekili Namık Havutça ile birlikte Cumhuriyet Meydanına gelen Muharrem İnce, CHP İlçe Başkanı Hüseyin Şalmanlı, İYİ Parti İlçe Başkanı Serdar Albayrak, Ayvalık Belediye Meclis üyesi adayları, partililer ve yüzlerce yurttaş tarafından alkışlarla karşılandı. Belediye Başkanı ve başkan adayı Rahmi Gençer, “Burası Türkiye’nin her tarafından izlenen bir ilçe. İnsanlar ilk önce ilden sonra Ayvalık’a bakıyorlar seçimde ne olacak diye. Burası hep Cumhuriyet’in kalesi oldu. Şimdide Millet İttifakının kalesi olarak devam edecek. 1 Nisan’da yine bayrağımızı dikeceğiz buraya” dedi. Boynunda Ayvalıkgücü Belediye spor atkısı ile çıkan Muharrem İnce konuşmasına, Ayvalık meydanında 5 yıl önce miting yaptığını belirtip, “ Miting yapalım sonucunu ayrılırken söylerim dedim. Ayrılmayı beklemeye gerek yok, sana hayırlı uğurlu olsun” diyerek başladı. Türkiye’de bütün siyasi parti genel başkanları, bütün siyasi parti temsilcileri miting yapar ama benim mitinglerimin bir özelliği vardır. Özelliği şudur 18 yaşının altındakiler el kaldırsın, bak, Türkiye’nin hiçbir yerinde bu yoktur. Benim evlatlarım, benim öğrencilerim, benim çocuklarım hiçbir mitingimde beni yalnız bırakmadılar. Geleceğin Türkiye’sini onlarla birlikte kuracağız. Ama bir şey istiyorum sizden, Muharrem hocanızı dinlemeye gelirken dersleri ekenleri görüyorum. Sakın ha, dersleri ekmeyin ben miting saatlerimi size göre ayarlarım” dedi. İlçede büyükşehir gibi miting yapıklarını söyleyen ve medyaya seslenen İnce, “Şu korkak medya, beynini kiraya vermiş medya, sarayda oturanlardan korkan medya şunu bir gör, gör de utan. İster yaz, ister yazma. Çok umrumdaydı. Çıkarın bakın benim evlatlarım akıllı telefonlarınızı. Hadi bakayım herkes canlı yayına. Hep birlikte. Bak sosyal medya kendi medyamız var bizim” dedi. Seçim varsa meydanlarda siyasetçilerin geçimi konuşması lazım. Tencereyi, mutfağı konuşması lazım. Tencerede et mi kaynıyor dert mi kaynıyor, aş mı pişiyor taş mı pişiyor onu konuşması lazım. Türkiye’de et bitti, süt bitti, yumurta domates biber patlıcan, patates bitti. Soğan bitti soğan. Meydanlarda bunu konuşması lazım. Bu seçimin sloganı şu; yiğit muhtaç olmuş kuru soğana nasıl oy vereceksin seni soyana? Meydana gelip balıkçı diyebiliyor mu? Diyemiyor. Mazot diyebiliyor mu? Gübre diyebiliyor mu? Emekli diyebiliyor mu? Soğan diyebiliyor mu?diyemiyor. Meydana geliyor anlattığı şey şu; ezana saygısızlık ettiler diyor. Ezan bağımsızlığımızın bir simgesidir tıpkı bayrak gibi. Ezan, dar anlamda namaza çağırır, geniş anlamda bağımsızlığımızın simgesidir. Ben bu ülkenin Türklerine, Kürtlerine, Çerkezlerine, Boşnaklarına, romanlarına türkülerine, Alevilerine, Sünnilerine, başka inancı olanlarına, başı kapalı kadınlarına, başı açık kadınlarına, sağcılarına solcularına ben bu ülkenin 82 milyonuna güveniyorum. Kimse ezana saygısızlık yapmaz. Bin yıldır bu topraklarda ezan okunur. Kimsenin aklına ezana saygısızlık yapmak gelmez. Eğer 3-5 zibidi çıkar ezana saygısızlık yaparsa onlara da haddini bildiririz. Bazen bir düğünde davul zurna çalar, millet oynar, ezan okunurken duymaz oynamaya devam eder birisi işaret eder, davullar kesilir. Ama ezanın belli kesiminde davul çalmış olur, peki bu insanlar saygısızlık mı yaptı ezana? Hayır, duymadı. Hepimiz karşılaştık bu durumla. O gün 8 Mart’ta kadınlar bir yürüyüş yapıyor. Polisle aralarında bir problem çıkıyor. Saat 22.40, yatsı ezanının 20.35’te okunması lazım. Yani 2 saat sonra okunuyor yatsı ezanı. O saatteki ezan namaza çağrı değil fitne için okunan ezandır” dedi. Türkiye’de 4,5 milyon işsiz olduğunu, yardım alanları da ekleyince sayının 6,5 milyonu bulduğunu söyleyen Muharrem İnce, " Türkiye’de her doğan bebek 5 bin 513 dolar borçla doğuyor. 2018’te faiz ödememiz 13, 7 milyon dolar. Türkiye’de 310 hapishane var. 115 tanesini Erdoğan yapmış. En başarılı olduğu alan hapishane yapmak” “Meydana gelip soğan diyemiyor, balık diyemiyor, turizm diyemiyor, ekonomi diyemiyor. Mazot diyemiyor. Emekli geçinemiyor diyemiyor. Ne yapacak? Ezan diyeyim, acaba buradan oy alır mıyım? Bakın asıl ezana saygısızlık, oy için ezanı kullanmaktır. Meydanlara geliyor ekonomi diyemedikleri için dış borcu açıklayamadıkları, cari açıklara çözüm önerisi sunamadıkları için yaptıkları bir iş var, gelip meydanlarda ‘oyunuzu Ak Partiye verin, mahşerde berat belgeniz olsun’ diyor. vay vay. Cennetten tapu veriyor. Hepimiz elhamdülillah Müslümanız. Sırat köprüsünden geçme garantisi veriyor size. Bende diyorum ki sırat köprüsü Allah’ın köprüsü, kim geçer, kim geçmez bilemem Allah bilir. Onlara şu soruyu sorun; ya sen Allah’ın köprüsünden geçme garantisinden verme bize, ama şu Recebin yaptığı köprüden beleş geçirsene bizi. TIRI, otobüsü, minibüsü, kamyonu geçtim. En ucuzu motosiklet. Motosiklete bin buradan İstanbul’a git. 3 köprüden geleceksin. Demirel’in yaptığı köprü, Özal’ın yatığı köprü, Erdoğan’ın yaptığı köprü. Demirel’in ve Özal’ın yaptığı köprüden geçerken motosiklet için 3,5 lira, Erdoğan’ın yaptığı köprüden geçerken 72 lira vereceksin. Ak Partili kardeşlerim yüreğine sesleniyorum. Yalansa mahkemeye versinler, 24 Haziran öncesinde geliyordu meydana,’ bana bak Muharrem’ diyordu. Ben ne diyordum, ‘Ee sana baktım Recep söyle’ diyordum. Sonra değiştirdim, ‘Ben sana bakamam, sana devlet bakıyor ben fakir fukaraya bakacağım’ söz verdik öğretmenlere, polislere 3600 ek göstergeyi vereceğiz diye. Ben de söz verdim. Erdoğan’da söz verdi. Ayvalık’tan sesleniyorum. ‘Bana bak Recep, verdiğin sözü tut. Bu aralar fazlaca tehdit ediyor. Valla benim dokunulmazlığım yok ama senden korkan senin gibi olsun. Ne korkacağım senden. " dedi. 24 Haziran seçimi öncesi, “Seçim sonrası kuyruklar olacak. Döviz yükselecek” dediğini, yandaş bir gazetenin manşet atarak ‘Muharrem İnce bunları nereden biliyor MİT Muharrem İnce’yi sorgulasın’ başlığı attığı ve kendisinin de ‘ Allah insana omuzlarının üzerinde bir çıkıntı vermiş, bazıları bu çıkıntıyı akıl için kullanıyor. Bazıları şapka takmak için kullanıyor. Sen şapka takmak için kullanıyorsan, ben ne yapayım?’ dediğini söyleyen İnce, 31 Mart seçimi sonrası için öngörülerini de şöyle açıkladı, “TÜPRAŞ’I sattılar. TEKEL’ini sattılar. Devlet kâğıt mı üretir? Deyip SEKA’yı attılar. Devlet bez mi üretir? Deyip Sümerbank’ı sattılar. Son batan geminin malları kaldı. PTT kaldı, Ziraat Bankası, Halk Bankası, Türk Hava Yolları, BOTAŞ, Borsa İstanbul, Çaykur kaldı. Bunları bir varlık fonuna koydular. Seçimden sonra bunu satacaklar. Dertleri bu. Bunların hiçbirini Erdoğan kurmadı. PTT ve Ziraat Bankasını Cumhuriyet bile kurmadı. Osmanlı’dan kaldı bize, atalarımızın mirası. Ama meydanlara gelip ‘ezan’ diyor, ‘cennet’ diyor. ‘Camide içki içtiler’ diyor. İmam, ‘Ben Müslümanım, görmedim’ diyor. İki kez tayini çıktı imamın. Ben de 55 yaşındayım. Şimdiye kadar içki içip camiye gireni görmedim. İçkili iken camiye girilmez doğru ama cebindeki haram parayla camiye hiç girilmez. Camileri ahır yaptılar diyor. Be kardeşim 50 kere anlattık. Yalan söyleme. Nazi orduları Yunanistan’ı işgal etmiş, Türkiye sınırına dayanmış. Atatürk vefat etmiş İsmet Paşa tedirgin. İsmet Paşa diyor ki, ‘İstanbul’u alırlarsa Topkapı Sarayında, Hz. Peygamberimizin kutsal emanetleri var. Bunlara zarar verirler. Ne yapayım’ diyor. Bunları bir terene dolduruyor. Adana’ya oradan Niğde’ye gönderiyor. Niğde’de bir camiye koyuyor. Dört köşesine Jandarma dikiyor, bu camiye kimse girmeyecek diyor. Şimdi yalancılar bunu nasıl anlatıyor, Jandarma insanları camiye sokmadı diye anlatıyor. Sahtekarlığın yalancılığın böylesi. Saman olayına geleyim. Saman olayı doğru ama nasıl doğru? Naziler Türk sınırına dayanınca İsmet Paşa Trakya’yı boşaltıyor. İnsan yok. İnsan yoksa cami bir işe yaramaz. Bina olur. Camilerin içine saman dolduruyorlar doğru ama samanların içine silah koyuyorlar. Memleketi savunmak için. Yalancılar, sahtekârlar. Utanmıyorlar bunu doğru düzgün anlatmaya. Gelmişler meydana bu palavraları sıkıyorlar. Yazık, günah bu millete” “Millet ittifakının başkanları 5 harfli diyor. Meral, Kemal. E, Recep kaç harfli. Ama Recep demiyor, RTE diyorsa, 3 harfli daha tehlikeli. ‘CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etti’ diyor. Gittim, sana mı soracağım? Ben hayatımda siyaseti hiç ikiyüzlü yapmadım. Partinin içinde de dik durdum, dışarıda da dik durdum. Ucunda ne olursa olsun doğruları söylemekle mükellefim. Ben rahmetli bir kamyon şoförünün oğluyum. Fizik öğretmeni iken her 3 kişisinden biri bana oy verdi. Bu fakir millet, bu fukara millet bana milletvekili maaşı verdi, dokunulmazlık verdi< koruma verdi sekreter verdi. Para verdi. Ben bu fakir millete borcumu yalan söylemeden ödemem lazım” dedi. Demirtaş’ı ziyaretini anlatan İnce, “Yüksek seçim kurulu Cumhurbaşkanı adayı olabilecekleri açıkladı. Cumhurbaşkanı adayı herkes olamaz. Koşulları var. İlk olarak, 40 yaşını geçmek lazım. Benim 41. Şaka 55. İkinci olarak milletvekillerinin imza vermesi gerekiyor. O da tamam. Üçüncü olarak, dört yıllık bir diploma lazım. Niye gülüyorsunuz? Diploma konusunu çok açmam. Olan var, olmayan var canı çeker. O da var. YSK gördü, Muharrem İnce aday olabilir dedi. Erdoğan’a geldi. 40 yaşını geçmiş, imza var. Diploma yok ama olabilir. Gerçi ona söyledim, ODTÜ’ye 5000 polisle girince, ‘ODTÜ’ye 5000 polisle girilmez, 500 puanla girilir’ dedim. Anlamamış tabii ki. YSK, Erdoğan’da Akşener’de, Demirtaş’ta, Karamanoğlu’da aday olabilir dedim. Ben de düşündüm siyaset çok gergin geçiyor. Biraz yumuşatayım dedim. Ne yapayım, gideyim Postaneye rakiplerime 500 lira yatırayım. Jest olsun. İkinci amacım Erdoğan’da para çok. Ben ona 500 lira yatırırsam o da bana 500 bin yatırır mı diye bekledim. Nerede, cebinde akrep var 1 lira yatırmadı, benim 500’e gitti. Sonra dedim ki, bir jest daha yapayım. Gideyim parti genel merkezlerine her birinin çayını içeyim. Sayın Erdoğan’a gittim. “Canını sıkma emekli, Cumhurbaşkanı olduğunda da rahat edeceksin. Çünkü ben ülkeyi güzel yöneteceğim. Senin maaşa da zam yaparız sıkma canını dedim. Uçak lazım oldu mu sen çok alıştın, uçağa arada uçaklardan birini veririm. Saray canını çekerse hafta sonu gelirsin dedim. Yüzüne söyledim bunları. Sayın Akşener ve Karamanoğlu’na gittim.< başarılar diledim, çayını içtim. Sayın Demirtaş hapisteydi. Hapishaneye gittim ona da başarıla diledim. Ne var bunda? Ben ne demişim 82 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım hiç kimseyi ayırmayacağım, herkesi kucaklayacağım’ demişim. Şimdi Bahçeli bana laf sokuyor. Ya bırak bu işleri. Sen Erdoğan’ın koltuğunun altına gireceğine, cesaret edip aday olsaydın, seni de ziyarete gelecektim” Ucunda ölüm olsa doğruyu söylemenin önemi ile doğrulukla enayilik arasındaki farkı kısa hikâyelerle anlatan İnce, yapay zekâ, fabrika içerisinde tarım üretimi gibi 21. yüzyılda yaşanan gelişmelere de değinerek, “ Siyasetçi tencereyi konuşacak dedim. Siyasetçi bir şey daha yapacak, geleceği söyleyecek. Bakın evlatlarım, ben Fizik öğretmeni ağabeyiniz olarak söylüyorum. 10 yıl sonra bambaşka dünya olacak. Bugün doğan çocukların yüzde 70’inin çalışacağı meslek bugün yeryüzünde yok. O meslek kurulacak ve yeni doğan çocuklar orada çalışacak. Amerika Birleşik Devletlerde üretimin yüzde 10’unu robotlar yapıyor. 5-10 yıl içinde bu oran yüzde 30’a çıkacak. Robotlar hayatımızın arkadaşları olacak 10 yıl içinde. Mesela tarım kapalı alanlarda yapılacak. Rahmi başkan, bir yaşam alanı kuruyorum dedi. Mesela Japonya’da eski fabrikaların içinde sebze meyve yetiştiriyorlar. Böcek ilacı atmıyorlar, sudan yüzde 97 oranında tasarruf ediyorlar. Nakliyeden tasarruf ediyorlar. Tarım bambaşka bir hale gelecek. Sanayi robotların elinde olacak. O elinizdeki telefonlar hiçbir işe yaramayacak. 5 yıl sonra elinizdeki telefonları kullanmayacaksınız. Sokakta olacak her şey. Duvarlarda pano olacak. Şifrelerinizi girip oradan konuşacaksınız. Yapay zekânın 5-10 yıl içindeki katma değeri 14 trilyon dolar olacak. Akıllı fabrikalar, boşuna demedik. Kuantum, uzay madenciliği konuşalım demedik. Arkadaş çıktı, ‘çay var, kek var hem de bedava’ dedi. Ben uzay madenciliği, yapay zekâ diyorum. Bu ‘çay var, kek var’ diyor. Acaba diyorum, üniversite diplomasından geçtikte lise garanti mi acaba?” İnce, Ayvalık’ta yaşayanlara, “31 Mart’ta bir şey yapacağız. Bir şey yapmalıyız. Bir kere küsmek, kırılmak yok. Yanlış yola falan sapmayın. Rahmi Başkanı size, sizleri Allaha emanet ediyorum” diyerek veda etti.

YorumlarBu habere hiç yorum yapılmamış     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

5 + 1 = ?